Yarıyıl tatiline sayılı günler kala öğrenci ve ebeveynleri karne heyecanı sardı. Ebeveynlere karne uyarısında bulunan Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Koordinatörü Aydın Ataş, velilerin öğrencileri yargılamaması ve kıyaslamaması gerektiğini söyledi. 

Okullar 17 Ocak 2020 tatilinde yarıyıl tatiline giriyor. 15 günlük tatili bekleyen öğrenci ve veliler bir yandan plan yaparken bir yandan da karne heyecanı yaşıyor. İyi bir yarıyıl tatili için öğrenci ve velilere önerilerde bulunan İSTEK Okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Koordinatörü Aydın Ataş, karnenin öğrencinin notlarından ziyade kazanımlarını belli eden bir materyal olduğunu hatırlatarak, “Velilerin beklentileri genellikle yüksek oluyor. Bu nedenle de öğrencinin gerekli koşulları sağlamış olması da her zaman yetmeyebiliyor. Veliler kendilerini de sorgulayabilirler. Sadece öğrenciyi sorumlu tutmak yerine veli de kendine öz eleştirel yaklaşmalıdır. ‘Nerede yanlış yaptım?’ sorusunu sormalıdır. Bu durum onlar için de bir fırsat” ifadelerini kullandı.

“KARNE YALNIZCA ÖĞRENCİLERİN DEĞİL”

Karnesi kötü gelen öğrencilerin üzülmemesi gerektiğini ve tatili iyi değerlendirdiklerinde ikinci dönemin olumlu geçeceğini ifade eden PDR Uzmanı Ataş, “Öğrenciler tabi ki eksiklerinin üstüne gitmeye özen göstermelidirler. Ancak karneden sadece öğrenciyi sorumlu tutmak yerine veli de kendine öz eleştirel yaklaşmalıdır. Öğrencilerin muhakeme yapması, kendilerini sorgulaması, hedeflenen beceri ve kazanımları edinip edinmediklerini görmeleri için iyi bir olanak. Veliler için de bu bir olanak çünkü karne yalnızca öğrencilerin değil, öğretmenlere ve ebeveynlere de çok şey söylüyor” dedi.

'ÖDÜL CEZA MEKANİZMASI OLMAMALI'

Ödül-ceza mekanizmasının artık klişeleşmiş bir şekilde değerlendirildiğine dikkat çeken Ataş, “Veliler, öğrencilerin başarısını yalnızca aldıkları bir karneden yola çıkarak değerlendirmemeli. O sadece bir göstergedir. Bunun ötesinde derin bir anlam taşımıyor. Ödül, zaman zaman öğrenciyi motive eden ama çoğunlukla da öğrencinin demoralize olmasına yol açan bir süreç. Hal böyleyken ödül-ceza mekanizması eskide kalmış bir sisteme denk geliyor. Veliler bu konuda çok yol aldı. Ödül-ceza mekanizmasının dışında mutlaka kendileri için daha yararlı ve gerekli olan şeyleri yapmalılar. Öğrenciye karne hediyesi veya karne cezası verilmemelidir. Karne öğrenci ve velinin ortak bir sorumluluğudur. Ödüllendirme sistemi motive edici görülebilir ama cezalandırma sistemi de aynı ölçüde öğrenciyi eğitimden uzaklaştırabilir" diye konuştu.

'KIYASTAN UZAK DURUN: ÖĞRENCİ KENDİSİYLE BİLE YARIŞTIRILMAMALI'

"Öğrenci kıyaslamak belki de her velinin yapması muhtemel ama sergilememesi gereken bir tutumdur" diyen Ataş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıyaslamaktan, başkalarıyla yarıştırma duygusunu anlıyoruz. Bir kişi kendisiyle bile yarıştırılmamalıdır ve kendi yaptıklarından sorumludur. Başarı olarak ifade ettiğimiz mefhumu başka insanların neler yaptığından ve hangi süreçlerden geçtiğinden bağımsız ele almak gerekir. Bunu hiçbir ebeveyn asla yapmamalı, kendi çocuğunu kendisiyle bile yarıştırmamalıdır. Çünkü başarı süreci inişli ve çıkışlı; kesintiye de uğrayabilecek bir süreçtir. Öğrencilerin şevkini kırabilecek her durumdan kaçınmak gerekir. Veliler ve öğretmenler bu konuda da mutlaka duyarlı olmalıdır."

"ÖĞRENMEYE ARA VERİLMEMELİ"

Sömestr tatilinin pozitif değerlendirilmesi için sınıfların ayrılması gerektiğini belirten İSTEK Okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Lise Koordinatörü Aydın Ataş, “Okula yeni başlamış öğrenciler için ayrı bir planlama yapılmalıdır. Geri kalan öğrenciler için ise tatil her kademeye göre farklı tasarlanmalıdır. Örneğin lise ve üniversite sınav gruplarındaki öğrencilerin için bu tatil inanılmaz verimli geçebilir. Daha küçük yaş gruplarında ise ilk kez karne alan öğrenciler için heyecan verici bir durum söz konusu. Onlar için de aslında hem dinlenmek hem kendini gerçekleştirmek anlamında bir olanak” dedi.

Ataş, yarıyıl tatilinin sosyalleşme açısından da bir fırsat olabileceğine değinerek, “Çalışan ebeveynler için iş oldukça güç ama çocuğuyla birlikte zaman geçirecek ebeveynler için güzel bir fırsat. Yaz aylarından beri öğrenciler de anne-babalar da yoğun bir tempo içindeler. Çocuklarıyla bir arada olmak, çocukların kardeşleriyle birlikte vakit geçirmesi ve belli konularda bazı ilişkileri yeniden tesis etmesi için de fırsat olarak değerlendirilebilir” diye konuştu.

YARGILAMAKTAN KAÇININ

Aydın Ataş, öğrenciye karşı yargılayıcı ve öğrenciyi suçlayıcı yaklaşımlardan kaçınmanın önemini vurgulayarak şunları söyledi: "Hem veliler hem de eğitimciler açısından bu belirleyicidir. Yargıladığınız zaman durum ummadığınız yere varabilir ve siz onu artık döndürebilecek kabiliyetten uzak kalabilirsiniz. Yargılamaktan kaçınmak kilit bir önemde."