Haliç Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 81’inci yıldönümünde anmak için programı düzenledi. Program kapsamında üniversitenin Sütlüce Yerleşkesi'nde ‘10 Kasım 1938: Atatürk’ün Son Yolcuğu’ belgeseli gösterildi ve belgeselin yönetmeni Cem Fakir bir söyleşi gerçekleştirdi.

‘10 Kasım 1938: Atatürk’ün Son Yolcuğu’ belgeselinde Mustafa Kemal Atatürk’ün son yolculuğu anlatıldı. Bugün 90’lı yaşlarındaki tanıklar o günleri yeniden hatırlattı. Cem Fakir’in koordinatörlüğünü yaptığı belgesel, İstanbul-İzmit-Ankara duraklarında yaşananları, gözyaşlarını, Atatürk’e vedayı ve özlemi anlatıyor.

“ATATÜRK’Ü İYİ TANIYALIM, AÇTIĞI YOLDA YÜRÜYELİM”

Programın açılış konuşmasını yapan Haliç Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Münevver Ebru Zeren, Atatürk’ü her geçen gün biraz daha özlediğini söyleyerek, “Tüm dünyanın gıpta ettiği öyle müstesna bir liderimiz var ki askerlik eğitiminin başlangıcından vefatına kadar durmaksızın cephelerde, karargahında, çalışma odasında, trenlerde, mecliste her yerde vatanı ve milleti içi çalışmış, milletine tereddütsüz bir güven ve katıksız bir sevgi beslemiştir. Türk çocuğunun, gencinin, kadının, erkeğinin, köylüsünün, kentlisinin vatan işgaliyle önüne düşen başını kaldırmış, elinden tutmuş, yol göstermiş ve onlara pırıl pırıl bir gelecek bırakmıştır. Türk milletinin sinesinden çıkmış ve sahip olduğu tüm vasıfları Türklüğe borçlu olduğunu ifade etmiş olan milli tarihimizde ve dünya tarihinde yeri doldurulamaz ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, örnek kişiliği ve yarattığı değerlerle bugün ve gelecekte Türk gençlerine rehberlik etmektedir ve daima edecektir. Yeter ki onu iyi tanıyalım, anlayalım ve açtığı yoldan yürüyelim” dedi.

11 GÜNÜ HALK NASIL YAŞADI?

‘10 Kasım 1938: Atatürk’ün Son Yolcuğu’ belgeselinin yönetmeni Cem Fakir ise, 10 Kasım’ı törenleriyle büyüdüklerini söyleyerek, belgeselin çıkış hikayesini anlattı. Acaba o günlerin çocukları Atatürk’ün ölümünü nasıl yaşadı? Sorusundan yola çıktıklarını dile getiren Fakir, “Sözlü tarih alanı boş bırakılmış bir alan. Tanıklıklar üzerinden bugün artık 90’lı yaşlarında olan insanların 10 Kasım 1938’i nasıl yaşadığıyla ilgili bir kayıt yapmak istedik. Aslında biz 11 günlük bir süreçten bahsediyoruz. 10 Kasım 9.05’te başlayan sonrasında 16 Kasım’da Dolmabahçe’de halkın ziyaretine açılmasıyla 3 gün İstanbul’da devam eden ve İzmit üzerinden Ankara’ya nakli, 20 Kasım’da Ankara’da ziyarete açılması, 21 Kasım’da Etnografya Müzesi’ne naaşın yerleştirilmesiyle son bulan bir süreç. 11 günü halk nasıl yaşadı? Temel sorumuz buydu. Şanslıyız ki o dönemin görüntüsü var, haberlerde yer alan kayıt sesleri var. Bütün bu yolculuk detaylı çekilmiş. Sadece insanlarla yapılan röportajlar eksikti” diye konuştu.