Türkiye de  sol -sağ ayrımı iki rakamda kilitlenmiştir.

Sağ 64,sol 34.

Bu rakamlar yaklaşık yetmiş yıldır kırılamamıştır.

Türkiye de ne zaman sağ seçmen İslamcı,liberal şeklinde bölünse, sol da aynı paralelde bölünmüştür.

Bu durum  toplumda oluşan  karşılıktan ziyade tepede ve siyasette projeler şeklinde olmuştur.

Örneğin bu günün siyasal İslamcıların kitlesel olarak ilk iktidarla tanıştıkları 1994 yerel seçimlerinde İstanbul sonuçları buna çok güzel bir örnektir.

Anavatan partisi iktidarı işçileri, emekçileri, köylüleri ezdi, uluslararası sermayeye ülkeyi pazarlamaya başladı, özelleştirme furyasının başlattı.

 İşte bu dönemde dönemde kırılma noktası ilk 1991 seçimleri daha sonrada 1994 seçimleri olmuştur.

Sağ üç parçaya bölünmüşken solda üç parçaya bölündü.

Neden bölündü?... proje diyorum.
Sağ üçe bölünüyor,Refah Partisi(R.T.Erdoğan belediye başkanı seçiliyor) 25.9,

Anavatan partisi(İlhan Kesici) 22.4,

DYP...15.46(Bedrettin Dalan) .

Sol ise...SHP..20.30,(Zülfü Livaneli),

  DSP.. 12.38(N.Özkan),

CHP..1.40 (Ertuğrul Günay).

Burada sol birleşik seçime girse %34,sağ birleşik girse %64.

Bu gün solun tamamı HDP dahil %34 civarı sağ tam birleşik AKP ise %64 e hitabetmeye devam ediyor.

Kendimizi kandırmaya gerek yok bu tablo yetmiş yıldır değişmedi, değişmesi gereken sosyal yapıda oluşmadı.

Sol malumunuz işçi sınıfının ve emeğin temsiliyetidir.

Türkiye de ne işçi sınıfı oluştu, ne de emekçi sınıfı.

Bundan dolayı bu durumu bildiğinden veya öğrendiğinden dolayı Kemal Kılıçdaroğlu  '' dostlarımızla iktidar olacağız'' diyor.

Bu gün sağ bir bütündür ve tamamen İslamın siyasallaşmasıyla iktidardır.

Sağdaki partiler Saadet partisi  ve diğerleri tamamen din üzerinden siyaset yapar olmuştur, İyiparti ise bu blok içinden kopan liberalleri temsil eder.

MHP Türk-İslam sentezine teslim olduğundan bu yana bu blok içinden hiç kopmamıştır.

  Bu yapı sürekli yetmiş yıldır %64 'lük dilimi paylaşmaktadır.

Sol ise hala üst bandı %34' tedir  ve bunu paylaşır.

Bu durumda AKP içindeki liberaller (iyi parti ) ve düzenin pisliklerinden rahatsız olmuş samimi dindarlar ve de kendisini solda ifade eden HDP olmadan iktidar  olunamayacağını Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları çok iyi biliyor.

İşte bu gün bu yapıda ''dostlarla'' iktidar yolu görünmüşken Muharrem İnce ortaya çıkıverdi.

M.İnce Parti kurar ,kuramaz bilemem ama parti kurarsa mutlak CHP ye oy veren Kemalistler,Atatürkçüler,bir kısım liberaller ve Baykal kadroları İnce'ye destek olacaklardır.

Ben de diyorumki; böyle bir oluşum dostlarla iktidar fikrine vurulacak en büyük darbe olacaktır.

 Yetmiş yıldır sol bölüne bölüne siyasal islamcıları bu güne getirmiştir ve M.İnce'nin parti kurmasıda dostlarla iktidar yoluna çıkmış bir engel olacaktır ve de ''bir projedir'' fikrinin dillenmesine neden olacaktır.

Bundan dolayı ve bundan sonra CHP ve Kılıçdaroğlu'nun mutlaka dostların adlarını çekinmeden dile getirmelidir ve dostlar bloku netleşmelidir.

Muharrem İnce'nin yapılacak dostlar koalisyonunda yerini almalı ve tıpkı Baykal'ın Erdal İnönü modelindeki genel sekreterli desteği gibi Kııçdaroğlu'na destek olmalıdır.

Bu gün Kılıçdaroğlu'nun  hitabetini, karizmatik olmayışını, topumu peşinden sürükleyemeyişini eleştirebilirsiniz fakat dostlar koalisyonu dipomasisinide ondan daha iyi yapacak başka birisini bulmak mümkün değildir.