Esma Çakır / Roma, 25 Nisan () - Türkiye’nin Hatay kentinde 9 Nisan’da gözaltına alındıktan 14 gün sonra serbest bırakılan İtalyan gazeteci ve belgeselci Gabriele Del Grande, kendisine İtalyanca bir tercüman sağlanmadığını, Arapça sorgulanmak istediğini söyledi.

Geri Gönderme Merkezi’nde sürekli işiyle ilgili kendisine sorular sorulduğunu belirten Del Grande, “Soruların Ankara’dan geldiğini söylüyorlardı, ama hangi kurumdan bilmiyorum” dedi.

Gözaltı süresinin 10 gününü Muğla’daki Geri Gönderme Merkezi’nde ve 6 gününü de, temel haklarının kısıtlandığı gerekçesiyle açlık grevinde geçirmiş olan Gabriele Del Grande, ülkesine ulaşmasının ertesinde başkent Roma’daki Yabancı Basın Derneği’nde gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, yaşadıklarını anlattı.

"Gözaltına alınırken savaş bölgesinde değildim, bir restorandaydım"

IŞİD’in doğuşunu ve Suriye iç savaşını anlatacağı yeni kitabının araştırmasını yapmak, buna bağlı olarak bazı röportajlar gerçekleştirmek için Suriye sınırındaki Hatay’a gittiğini anımsatan Del Grande, “Suriye’ye geçmek isterken gözaltına alındığım iddiası doğru değil. Ben o sırada, kentin en iyi restoranlarından birinde kitabım için buluştuğum bir kaynağımla yemek yiyordum. 8 sivil giyimli kişi gelip kimlik kontrolü yaptı, beni ve yanımdaki kişiyi gözaltına aldı. Yani savaş bölgesinde değildim, bir restorandaydım ve tarih yazılmakta olan bölgede kitabım için biyografiler toplamaktaydım” dedi.

Del Grande özgürlük hakkının ihlal edildiğini söyleyerek, “Hâlâ neden gözaltına alındığımı bilmiyorum ve bu çok ağır bir durum. Avukatlarım bunu araştıracak. Sınır dışı edilirken elime bir belge dahi verilmedi” dedi.

Kendisine saygılı davranıldığını, kötü muamele görmediğini anlatan Gabriele Del Grande, Türkiye’deki geri gönderme merkezlerinin, İtalya’dakilerden daha iyi durumda olduğunu da belirtti.

"IŞİD’çilerle bile Türkiye'den Suriye'ye rahatça geçiliyordu"

Türkiye’nin son aylarda talep ettiği gibi bir gazeteci akreditasyonu olmadan bu ülkeye gittiğini belirten Del Grande, şöyle konuştu:

“Ancak pasaportum ve bu ülkeye giriş iznim vardı. Eylül’den beri Avrupa’yı, Irak Kürdistan’ını, Yunanistan’ı, Türkiye’yi gezerek, Suriyeli kaynaklarla görüşüyorum. Ben daha çok serbest çalışan bir araştırmacıyım. Bu şekilde 3 kitap yazdım. Türkiye’ye son aylarda 4 kez bunun için gittim. Ancak hiç sorun yaşamadım. 2012-2013’te Kilis’ten Suriye’ye sorunsuz geçiyorduk. Çeçenlerin, Suudilerin, IŞİD için savaşanların yanında rahatlıkla geçiliyordu; sınır polisi ‘buyurun buyurun’ diyerek geçiriyordu herkesi. Hangi basın akreditasyonundan bahsediyoruz?”

Kendisine İtalyanca bilen bir çevirmen sağlanmadığını da anlatan Del Grande, “Arapça bildiğim için beni biraz bu dilde sorgulamak istediler ve Türkçe bilmiyorum, ama bana bu dilde bir belge imzalattılar, ancak içeriğinin ne olduğunu hâlâ bilmiyorum, bir kopyasını da vermediler” diye konuştu.

“Soru listesi Ankara'dan gönderildi”

Gözaltı boyunca kendisine yaptığı işle ilgili sürekli sorular sorulduğunu belirten Gabriele Del Grande, şöyle devam etti:

“Soruların Ankara’dan geldiğini söylediler bana, ancak hangi ofisten, kurumdan bunu belirtmediler. Ben de bu soruları cevaplamayı sürekli reddederek, orasının bir geri gönderme merkezi olduğunu, sorgulanamayacağımı, eğer işimle ilgili bir soru sorulacaksa bana avukat hakkı tanınmasını istedim. Sürekli Suriye ‘de bir bağlantım olup olmadığını anlamaya çalışıyorlardı. Dış dünyayla bağlantı kurmamı da engellediler, telefonumu aldılar ve bunun hep Ankara’nın talimatıyla olduğunu söylediler. Ancak objektif olmam gerekirse, tüm bunlar yaşanırken hiç şiddet görmedim. Aksine oldukça saygılı davranıldı.”

Türkiye'de tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için çağrı

Gazetecilerin, işlerini yaptığı gerekçesiyle suçlanmasının kabul edilemeyeceğini söyleyen Gabriele Del Grande, “Bu yaşadığım deneyimden sonra cezaevindeki gazetecilere kendimi daha yakın hissettim” dedi.

“Ben şanslıydım” diyen Del Grande, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de 174 gazeteci tutuklu, ben de 175’inciydim. Ancak diplomatik baskılar ile gerek Türkiye’de gerek İtalya’da medyanın ve sivil toplumun harekete geçmesiyle serbest bırakıldım. Bu, özellikle tecrit altında tutulduğum günlerde (9 gün) bana güç verdi. Benim için harekete geçen herkese teşekkür ediyorum.”

Türkiye’de ve dünyanın başka yerlerinde birçok gazetecinin cezaevinde olduğunun altını çizen Del Grande, “Onları da unutmayalım. Buradan onların serbest bırakılması çağrısı yapıyorum” dedi. 

Bu şekilde gözaltına alındığı için bir kahraman olarak addedilmek istemediğini dile getiren Gabriele Del Grande, “Böyle bir olay yaşayan tek insanmışım gibi davranılmasını istemiyorum” dedi.

Kitabına ilişkin topladığı belge ve bilgilere gözaltı süresince el konulduğunu ve onların titizlikle incelendiğini anlatan 35 yaşındaki gazeteci, “Kitap projem devam ediyor. 2 ay kadar bir süre sonra hazır olmuş olacak” diye ekledi.

“Türkiye'ye geri dönmek için sabırsızlanıyorum”

Sınır dışı kararının ardından, her şeye rağmen bu ülkeye ve Türk halkına dostane duygularla bu ülkeden ayrıldığını dile getiren Del Grande, “Beni havalimanına götüren polislere, “geri dönmek için sabırsızlanıyorum’ dedim. Bu, politikanın ötesinde halklar arasında yaşanan bir kaza değildi, sadece kurumsal bir şiddetti” diye konuştu.

Bu ülkeye giriş yasağı olup olmadığı henüz bilmediğini de ekleyen Del Grande, “6 aysa 6 ay sonra hemen geri dönerim, 1 yılsa 1 yıl” dedi.  

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------------

- Gabriele Del Grande’nin basın toplantısından alıntılar.