Afrika’nın gözde turizm bölgelerinden Tanzanya’nın Zanzibar adasına Türkiye’den giden eğitim gönüllüleri, bölge halkına eğitim desteği veriyor. Faaliyetlerini Assalam Vakfı altında sürdüren gönüllüler, 40 kişilik sınıflarda yetim çocuklara, okuma-yazmadan bilgisayara kadar birçok alanda ders veriyor. Ayrıca yetim anneleri tarafından üretilen kıyafet ve aksesuarlar da başta Türkiye olmak üzere dünyaya pazarlanıyor. Vakfın en büyük destekçileri arasında Türk Hava Yolları (THY) ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) yer alıyor.
THY çalışanlarından Hatice Çolak Yentürk tarafından Zanzibar'da kurulan ve gönüllülük esasıyla yürütülen Assalam Vakfı'nın en büyük amacı yoksul çocukları geleceğe hazırlamak. Bu kapsamda adadaki yetim çocukların geleceğine katkı sağlamak amacıyla adaya giden Türk gönüllüler, hem çocukları hem de annelerini birçok branşta eğitiyor. Yürütülen sosyal sorumluluk faaliyeti sadece eğitimle de kalmıyor. Vakfın yerleşkesinde eğitimlerin yanı sıra atölyelerde annelerin yaptığı oyuncak bebek, yöresel kıyafetler ve çeşitli aksesuarlar dünyaya pazarlanıyor. Satışlardan elde edilen gelirler ise fakir ailelere dağıtılıyor.
Gönüllü olarak geldiği Zanzibar’da Assalam Vakfı’nın Operasyonel Müdürlüğü'nü yürüten Ömer Faruk Cura, gerçekleştirdikleri  faaliyetlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Vakfın, eğitimin yanı sıra sosyal girişimciliği desteklediğini belirten Cura, "Biz, bir taraftan burada yaşayan halka destek olurken bir taraftan da iş yürütmeye çalışıyoruz. Bizim burada bir kafemiz, dikiş atölyemiz, ana sınıfımız ve çocuk üniversitemiz var. Temel olarak 4 proje üzerinde çalışıyoruz. Dikiş atölyesinde ürettiğimiz bütün bebek ve çantalar kafemize dönüyor. Buradaki bütün gelir, tekrar projelere destek amaçlı buraya ve kadınlarımıza dönüyor. Assalam'ın temel hedefi aslında Afrika’nın yeni Nelson Mandela’larını, yeni Malcom X'lerini bulmak. Burada 40 kişilik bir anasınıfımız var, onun haricinde bir çocuk üniversitemiz var ve bu biraz daha alternatif eğitim olarak geçiyor. Bilim sınıfımız, drama, tiyatro, bilgisayar, sanat ve spor sınıflarımız var. Çocuklar bu alanlarda eğitimler alıyor. Proje, Türkler tarafından yürütülüyor" diye konuştu.

THY VE TİKA DESTEĞİ
Ömer Faruk Cura, Afrikalı çocukları geleceğe hazırlamak adına gönüllülerin yanı sıra THY ile TİKA'nın da büyük destekleri olduğunu belirtti. Cura, "Bizim en büyük destekçimiz Türk Hava Yolları diyebiliriz. Bize lojistik anlamda inanılmaz destek oluyorlar. Bizim yürüttüğümüz çocuk kitapları projemiz var. Onları Svahili diline çevirdikten sonra THY lojistik anlamda büyük bir destek sağlayarak, kitapları Zanzibar’a getirmemize yardımcı oldu. Aynı şekilde THY'nin Zanzibar’a direkt uçuşu sayesinde gönüllü kabul olarak da buraya başvuranların sayısı müthiş derecede arttı. Projelerimizi gerçekleştirmemizde yine TİKA’nın da bize inanılmaz desteği oldu" dedi. Türkiye'de mutlu olamadığı için işinden ayrıldığını ve eğitim gönüllüsü olarak Zanzibar’a geldidiğini aktaran Cura, şunları söyledi: "Ben, daha önce bir film yapım şirketinde kurgucu olarak çalışıyordum. Ondan öncesinde ise Fransa’ya gidip bir belgesel projesi için yaklaşık iki mülteci kampında kaldım. Döndükten sonra hiçbir şekilde mutlu olamadım. En sonunda işten ayrılmaya karar verdim. Sonra da nasıl devam edeceğime dair bir planım yoktu. Sosyal medyadan Assalam Vakfı'nın kurucusuyla tanıştım. Ardından yaklaşık 9 ay önce buraya medya koordinatörü olarak geldim. Burada yapılan işlerin gerçekten mükemmel ve kalple yapılıyor olması nedeniyle burada kalmaya devam etme kararı aldım. Ne zaman ki güvenilir lokal insanları bulduk, projeyi onlara teslim edinceye kadar buradayız"
Vakfın gönüllü eğitmenleri arasında Türkiye'de Süleyman Demirel Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra ülkesi Zanzibar’a dönen Thabit Thabiti de var.  Öğrencilere bilgisayar, Türkçe ve İngilizce dersleri veren Thabiti, "Buraya üç aylık gönüllü olarak çalışmaya geldim. Bu durumdan çok memnunum, burada böyle çocuklarla ve insanlarla karşılaşmak çok güzel oldu benim için. Buraya gelen Türk gönüllülere başlarda beyaz insan anlamına gelen ‘nuzungu’ diyorlardı bakış açıları farklıydı ama sonra anlayınca ‘Türkler aslında iyi insanlarmış, diğer insanlardan farklıymış’ diyorlar. Şu anda Ömer abimiz var onun yerel halkla ilişkileri çok iyi. Sanki Tanzanyalı olmuş gibi” değerlendirmesinde bulundu.