?Paris?te Türk Sinemasıyla Randevu? resepsiyonu ? Paris Büyükelçilik rezidansında ?Paris?te Türk Sineması ile Randevu? etkinliği kapsamında Paris Büyükelçisi Hakkı Akil ve eşi İnci Akil tarafından verilen resepsiyonu ünlü konuklara ev sahipliği yaptı. Paris Büyükelçisi Hakkı Akil resepsiyonda yaptığı konuşmada ?Fransa?daki terör olayları nedeniyle Türkiye?den ertelesek mi telefonlar geldi. Benim cevabım net ve açıktı. Bunu iptal etmek demek teröristlerin amaçlarına ulaşmalarını göstermek olur onun için iptal etmeyeceğiz, dimdik ayakta duracağız ve teröristlerin hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklarını göstermiş olacağız dedim ve zaman da beni haklı çıkardı. Biz festivalimizi düzenledik. Ne mutlu bize salonumuz da doluydu. Fransa?da sokaklardaki gösteriler yasaklanmıştı. Diğerleri için bir yasaklama yoktu ama Fransızlar tarafından katılım düşüktü. Biraz çekiniyorlardı bu tür toplu yerlere gitmeye. Ne mutlu bize ki bizim film festivalimizde böyle bir şey olmadı.? dedi. FERZAN ÖZPETEK DE DAVETLİLER ARASINDAYDI Resepsiyona katılan dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek ise muhabirine verdiği röportajında, ?Serap Erginle Roma?da böyle bir şey yapıyorum. Orada dördüncü yılını yapacağız. Her yıl daha çok arttı seyircimiz. Sadece İtalyan seyircisi. Zaten Türk çok az var İtalya?da. İnsanın çok hoşuna gidiyor. Onların hoşlanması benim çok hoşuma gidiyor. Hiç aklıma gelmeyecek şeylerden onların zevk alması Türk sinemasının evrensel bir dili olduğunu da ortaya çıkarıyor. Türkiye?de gülünen bir komediye İtalya?da da gülebiliyorlar. Bu çok hoşuma gidiyor.? ifadelerini kullandı. ?SANAT İNSANLAR ARASINDAKİ EN BÜYÜK PAYLAŞIM? Güzel oyuncu Tuğba Büyüküstün de resepsiyona katılanlar arasındaydı. Büyüküstün ?Sanat insanlar arasındaki farklı, kültürler arasındaki en büyük paylaşım. Dolayısı ile de başka bir kültüre Türk kültüründen bir şey sunmak, bir hediye vermek gibi geliyor bana. O hediyenin beğenilmesi, izlenmesi ve ortak paydada buluşa bilmek çok değerli.? dedi. YILMAZ GÜNEY?İN EŞİ ÜLKESİNDE PEK DEĞERİ BİLİNMEDİ Yılmaz Güney?in eşi Fatoş Güney ise ?Yılmaz Güney öleli 32 yıl oldu. Aslında yaşarken ne yazık ki ülkesinde değeri pek bilinemedi diyebilirim. On yıl hapis yattı. Yazılarından, düşüncelerinden ötürü 100 yıl ceza aldı ve sürgüne çıkmak zorunda kaldı. Sürgüne çıktıktan sonra da arkasından büyük bir kıyım yapıldı. Yüz dört tane filminin negatifi tek tek yeşil çamdan toplattırılarak imha edildi, yakıldı, yok edildi ve on yıl boyunca filmlerinin gösterilmesi ve hatta adından söz edilmesi bile yasaklandı ülkemizde. 12 Eylül rejimi ile bütün bunlar oldu. Şimdi 12 Eylül geride kaldı ama Yılmaz Güney üzerindeki sansür hala devam ediyor diyeceğim. Neden derseniz Örneğin bir yol filmi, bir umut filmi, bir duvar, arkadaş filmi televizyon kanallarında gösterilmiyor. TRT?de gösterilmiyor, diğer büyük kanalların hiçbirinde gösterilmiyor. Sadece eski filmlerine rastlayabilirsiniz. Onlarda suya sabuna dokunmayan hepsinin içinde yine de bir mesaj vardır. Ona özgü bir mesaj, anlatmak istediği bir mesaj vardır. Onlar dışında bu saydığım filmler ve daha başkaları asla gösterilmemektedir. Ben bunu bugüne kadar çözebilmiş değilim. Ama insanların kafasındaki oto sansüre kendi kendilerinin kafalarına koydukları sansür olarak değerlendiriyorum. Maalesef böyle bir durum söz konusu. Onun için bu ve bunun gibi festivallerde sinema ile ilgili Yılmaz güney?in anılmasını ödül verilmesini gerçekten çok çok önemsiyorum. Çok mutluyum. Artık benim de bir otuz sene yok ama hiç olmazsa ölmeden bunları görüyorum ve Türkiye?de ki bu ona karşı olan tutumunda değişeceğini bekliyorum? dedi. Kaan Müjde ise ?Paris bir sinemacı için çok çok önemli. Burada ilk defa göstermek, ilk defa gelmek. Paris seyircisinin düşünceleri bizim için çok çok önemli idi. Buraya gelirken bunlar her şeyi izlemiyor, belli bir standart var, nasıl olacak Her şey çok güzeldi. İnsanlar filmden biraz sarsıldılar ama bu sarsılışı bizim beklediğimiz gibi çok pozitifti. İnsanlar filmi anladılar. Bu güzeldi. Beni mutlu eden şey. Burada insanlarla teker teker konuşmak, film hakkında ki düşüncelerini, sorularını kaygılarını dinlemek çok güzel.? dedi. 1979 yılında Yılmaz Güney senaryolu Düşman adlı filmde rol alan Güngör Bayrak ise, ?Sanata ve sinemaya verilen değer geçen seneden beri böyle bir festival düzenlendiği için Türk sefareti ve diğer kurumlarının ve Türkiye?den ortaklaşa düzenlediği Türk filmleri festivali, haftası için çok mutluyum. Yapanları ve emeği geçenleri kutluyorum. Seçimlerde sonra Paris?e geldi. Çok mutluyum bu sanat faaliyetinin içinde bulundum. Sivas filmini seyrettik. Kangal köpeği ile bir çocuğun ilişkisi idi. Bu naif, sevimli sıcak bir filmdi. Sefaretteyiz birçok sanatçı burada Türkiye?yi ve Türk sanatçılarını konuştuk. Bundan çok mutluyum. İyi ki buradayım, iyi ki sinema sanatçısıyım, iyi ki Türkiye?den sinema sanatçısıyım.? dedi. Artistik Direkör Serap Engin ?Paris?te Türk Sineması ile Randevu geçen yıl Türk sinemasının 100 yılı olması nedeniyle Türk sinemasının seçkin örneklerine yer verdik. Parisli sinemaseverlerin yoğun ilgisini gördük. Bu ilgi bizi çok memnun etti. Bu ilgiden yola çıkarak ikincisini hayata geçirmek üzere hazırlıklarınıza çok önceden başladık. Dünyada herkesi üzen vahşetin yaşanması bir an içine oluyor Paris?te duygusu yarattı. Fakat hemen Paris Büyükelçimiz Hakkı Akil ile hayata geçiriyoruz. Ben ve ekip arkadaşlarım bu vahim, elim olayı duyduk çok üzüldük ama dedik ki Biz bu etkinliği hayata geçirmeliyiz, mutlaka yapmalıyız. Sinemanın birleştirici gücünden kuvvet alarak barışçıl mesajlarda verelim ve hayat durmasın dedik ve Büyükelçinin desteğini aldıktan sonra o da bizimle aynı fikirdeydi ekip arkadaşlarımla hayat durmasın dedik. Sanat ve kültürün büyülü gücünden faydalanalım dedik. Böyle bir sinema buluşmasının çok faydalı olduğuna inandık. İki gündür de bunun etkilerini görüyoruz. İyi ki buradayız, iyi ki randevumuzu ertelemedik diyoruz. Yıllar önce Altın Palmiye Ödülü?nü alan ve ilk Türk filmi ve Türk sinemasını yurt dışında tanıtan sinemacımız Yılmaz Güney?in Yol filminin gösterildiği Champ-Elysee?de sanatın, kültürün kalbinin attığı sinemada Yılmaz Güney adına Onur ödülünü eşi Fatoş Güney?e taktim ettik. Bu bizim için çok duygulu bir an oldu. Etkinliğin geleneksel olabilmesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Kültürel etkinlikler, sinemanın gücü toplumları birleştiren unsurlardır. Sinemanın evrensel dilinden faydalanarak iki toplumun yüzyıllara dayanan kültürel,ticari,insani ilişkisini daha sağlamlaştırmak istiyoruz.Günümüzde en çok ihtiyaç duyduğu şey toplumların,farklı kültürlerin birbirlerini tanıması ve yakınlaşması böylelikle de barış dolu bir ortam dünya yaratmak.?