BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, TÜMSİAD'da yaptığı konuşmada, "AB sürecinde yeni bir kapı aralanıyor. 17 Aralık operasyonunun arkasında yatırımları engellemek var. Bu oyunu bozuyoruz, bozacağız. Bir ülkenin kalkınması için istikrarın ve güvenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Paralel devlet kurmaya çalışanları safdışı edeceğiz" diye konuştu.

"2014 YILI MİLAT OLACAK"

Başbakan Erdoğan, Brüksel'de Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (TÜMSİAD) 2. Genel İstişare Kurulu'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında, yeni yılın Türkiye için AB üyeliği ve demokratikleşme reformları açısından bir başlangıç olacağını belirtirken, "2014'ün Türkiye'nin AB üyeliği, Türkiye'deki demokratikleşme reformları bakımından bir milat olacağını burada ifade etmem lazım. İş adamlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, özellikle de buradaki vatandaşlarımızın, dost kardeş ülke vatandaşlarının katkılarıyla bu süreci artan bir ivmeyle devam ettirecek, Türkiye-AB ilişkilerini artık istenen noktaya inşallah taşıyacağız" dedi.

"BU OYUNU BOZUYORUZ, BOZACAĞIZ"

Küresel krize karşı Türkiye ekonomisin sağlam bir şekilde yoluna devam ettiğini ifade eden Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

"17 Aralık operasyonunun altında bu yatırımları engellemek var. 25 Aralık operasyonunun altında bu yatırımları engellemek var ama bu oyunu evelallah bozuyoruz, bozacağız. İçeriden ya da dışarıdan hedeflerimizin, bu kutlu yolculuğumuzun kesilmesine yönelik atılan bu adımlar bizim hızımızı kesemeyecektir. Kararlıyız, inanıyoruz ve bunu başaracağız. En başta istikrar ve güveni çok güçlü şekilde muhafaza edecek Türkiye'nin yeniden o istikrarsız günlere, o koalisyon dönemlerine, belirsizlik dönemlerine geri dönmesine müsaade etmeyeceğiz. Demokratikleşme yolunda reform kararlılığımızı güçlü şekilde muhafaza edeceğiz. Dış politikada barıştan, insan ve vicdan odaklı, adalet odaklı yaklaşımlardan taviz vermeyeceğiz. Hükümetimizi devirmek için darbe senaryolarının hazırlandığını gördük. Devlet içine sirayet etmiş örgüt ve çetelerin hükümetimize kastettiğini gördük ve yaşadık. Çok kirli aynı zamanda kanlı provokasyonlar yapıldı. Partimiz kapatılmak istendi. Hukuk zorlanmak suretiyle hızımızı yavaşlatmak, reformlarımızın önünü kesmek istediler. Bütün bu engellemeler, bu saldırılar karşısında 11 yıl boyunca dik bir duruş sergiledik. Engelleri, badireleri, saldırı ve sabotajları tek tek aşarak Türkiye'yi büyütmeye, Türkiye'nin gücünü ve itibarını artırmaya devam ettik. Şunu unutmayın değerli kardeşlerim, biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin dışında bir paralel devlete, bir ananas devletine müsaade etmeyeceğiz. Yolsuzluk iftirası Türkiye'de tutmadı. Millet bu iftiraya itibar etmedi. Bu operasyonun iç yüzünü anladı. Avrupa ve dünya genelinde de yapılmak isteneni çok yoğun bir şekilde muhataplarımıza anlatıyor, ihanet girişimin sonuçsuz kalması için her tedbiri uygulamaya koyuyoruz."

HSYK DÜZENLEMESİ

Avrupa ülkelerinde HSYK ile ilgili belli bir düzenleme olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "HSYK düzenlemesi siyasetin yargıya değil, devletin yargı içindeki bir takım odaklara karşı bir tedbir düzenlemesidir. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde HSYK ile ilgili bir standart yoktur. Kimse kimseyi aldatmasın. Her ülke HSYK'yı kendine göre düzenlemiş, kendine göre kurallarını koymuştur. Dolayısıyla Türkiye de bunu kendine göre kurallarını koyarak hazırlamıştır" dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin teröre destek veren bir ülke gibi gösterilmek istendiğini kaydederken sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda bu paralel yapı eliyle Türkiye'yi teröre destek veren ülke olarak gösterme girişimleri de var. Türkiye'nin insani yardımları engelleniyor. Türkiye, PKK ile, PYD ile mücadelesini verirken, DHKP-C ile mücadelesini verirken, El Kaide, El Nusra bunlarla mücadelesini verirken, Türkiye'yi kalkıp da terörle el ele kol kola gösterme gayretleri var. Bakınız, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın çalışma yasası vardır ve bu çalışma esasları çerçevesinde insani yardımlar götürüyor ve bunların gönderdiği yardımlar tırlar durdurularak içleri aranıyor veya aranmak isteniyor. Bu, Türkiye'nin milli kurumlarının tek tek yıpratılması meselesidir. Kim yapıyor bunu? Yine aynı zihniyetin temsilcisi konumunda olan bakıyorsunuz, yargıdaki temsilciler yapıyor. Bunlara ek olarak, yalanla, iftirayla, algı operasyonlarıyla Türkiye'nin yurtıdşındaki imajı hedef alınıyor. Bir ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatını olsa olsa başka bir ülke, bir düşman ülke hedef alabilir ve düşünebiliyor musunuz, çok enteresan Türkiye'nin ana muhalefet partisinin başı şu ifadeyi kullanıyor, diyor ki, 'MİT silah kaçakçılığı yapıyor'. Eğer bir ülkede ana muhalefetin başında bulunan kişi, ülkesinin istihbarat teşkilatı için böyle bir ifadeyi kullanıyorsa buna ihanetten başka birşey denilemez."

ED(SSA)