Levent GÜNDÜZ - Engin AKGÜRBÜZ / - İŞÇİ Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in İsviçre'de verdiği konferanslarda, 1915 olaylarına ilişkin "Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" demesi üzerine bu ülke yargısınca 'ırkçı ayrımcılık' gerekçesiyle cezaya çarptırılması üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ise 'ifade özgürlüğü' vurgusu yaparak İsviçre'yi haksız bulduğu Perinçek-İsviçre davasının temyiz duruşması sona erdi.

Yaklaşık 2,5 saat süren duruşma saat 11.50'de sona erdi. İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek, duruşmayı şöyle değerlendirdi:

"Avrupa'nın ifade özgürlüğü, batı demokrasi geleneği tekrar AİHM'de tartışıldı. Hiç kimse mahzunları susturamaz. AİHM Ermeni olaylarını, Yahudi soykırımıyla karşılaştırılmasının yanlışlığını tekrar, önceden olduğu gibi yineledi. Mahkeme Yahudi soykırımıyla Ermeni sorunlarının aynı olmadığını, eşitleştirilmesinin yanlışlığına dikkat çekti. İsviçre hükümetinin kararı, diğer batılı ülkelerin vermiş olduğu kararı bozuyor. Çünkü bundan sonra kimse Türkler soykırım yapmıştır diyemez. Bu dava bir örnektir. İfade özgürlüğü yeniden AİHM'de tartışmaya açılmıştır. Avrupalılar, Türkler, Müslümanlar önyargı, kin, nefret her türlü dolduruşa karşı olmalıdır. Herkes kardeşçe, vakur bir şekilde yaşamalıdır. Türk ve Müslümanlara özgürlük eşittir, Avrupa'da hoşgörü. Türkleri aşağılayan soykırım iddiaları artık çürümüştür. Bundan sonra kimse bizi asılsız sözde soykırım iddialarıyla suçlayamaz”.

Deniz Baykal da konuyla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı: “Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde bugün önemli bir duruşma yaşanıyor, bu duruşmanın çok yönlü etkileri yansımaları olacaktır, Ortada bir hukuk, siyaset konularının iç içe geçtiği bir durum var. Aslında işin temelinde, söz konusu olan düşünce özgürlüğüdür, Bir parlamento kararı ile, kanun çıkartarak tarihi olayları belli bir tanıma oturtturup bunun dışındaki sorgulamayı, soruşturmayı, araştırmayı yasaklama anlayışı mahkemeye taşınmıştır. Daha önce Fransa’da ondan sonra İsviçre’de benzer bir yasa çıkartılarak 1915 yılında yaşanan olaylarla ilgili belli bir niteleme dayatılmak istenmiştir. Bu nitelemeyi sorgulamak isteyen, bu nitelemeyi tartışmak isteyen, olayın daha karmaşık olduğunu düşünerek bunu ifade edenleri cezai sorumlulukla başbaşa bırakan bir yasal düzenleme var, bu yasal düzenlemeye karşı bir mahkeme kararı ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Avrupa insan hakları Mahkemesinin ilgili dairesi böyle bir zorlamanın yanlış olduğunu daha önce beyan etmiştir, genel kurul büyük mahkeme toplanarak nihai kararı alacaktır, Fransa'nın daha önce bu doğrultuda aldığı kararı kendi iç mekanizmasıyla anayasaya aykırı bularak ortadan kaldırmıştı, Ama İsviçre’de 1915 olaylarını soykırım olarak dayatan bir anlayış yürürlükte, bunu sayın Doğu Perinçek yasayı ihlal ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı, şimdi o mahkemenin bir duruşmasını yaşıyorum, Duruşma bugün bitecek, bir süre sonra karar alınacaktır, bu karar insan haklarının temelini oluşturan ifade özgürlüğü bakımından getirilen dayatmayı reddederse, bu, insan hakları adına, özgürlükler adına, demokrasi adına Bir kazanım olacaktır, aynı şekilde tarihin yaşanan olaylarını, belgelere dayalı olarak soğukkanlı bir şekilde değerlendirmenin kapısı açılacaktır, bu değerlendirmenin mutlaka bir soykırım olarak kabul ettirilmesi anlayışı reddedilmiş olacaktır. Türkiye bakımından önemlidir, Ermenistan bakımından önemlidir ve Türkiye Ermenistan ilişkileri bakımından önemlidir. Düşünce özgürlüğü bakımından çok önemlidir. Olumlu doğru bir kararın çıkacağını tahmin ediyorum.”

Daşnaksutyun batı Avrupa Başkanı ve Fransa Ermeni Dernekleri Koordinasyon Kurulu eş başkanı Murat Papazyan dava hakkında şunları söyledi:

“Şu anda geldiğimiz durumda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Perinçek gibi Mega-inkarcı birine hak veren bir karar almasını kesinlikle tasavvur edemiyorum, Türkiye gibi İnkârcı bir devlet ve Perinçek gibi inkarcıların karşısında olan biz mağdurların çok sağlam bir dosyaya sahip olduğumuzu düşünüyorum,

Türkiye ile Doğu Perinçek arasında gizli bağların olduğu da bu vesile ile bir kere daha ortaya çıkmış oluyor, Perinçek in Türk Devleti tarafından görevlendirilmiş olduğu ve "Ermeni soykırımının" inkarını tüm Avrupa halkları arasında yaymak istediği konusunda kanaatlerimiz var.Ama Avrupa halkları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kandırılamayacak. Ayrıca Doğu Perinçek in bugünkü duruşmada Talat Paşa yani Türk Hitler'ini Bir kurtuluş kahramanı olarak gösteren açıklamalar yapması bizi skandalize etti, bu kabul edilemez bir durum ve cevapsız kalmayacak.”

İsviçre adalet Bakanlığı temsilcisi Folco Gali dava ile ilgili şunları söyledi: “İsviçre olarak bu davanın tekrar görülmesini talep ettik, Maksadınız anti-EI normları uygulamada elimizdeki manevra limitlerini görmek, İsviçre otoriteleri bu anti-ırkçı normları uygularken ifade özgürlüğüne saygılı olarak çok dikkatli davranıyor, ifade özgürlüğü sınırsız değildir, İsviçre kanunlarındaki anti-ırkçı kanun soykırımlarının nefret söylemi ile birlikte inkarına ceza veriyor.

Doğu Perinçek olayında da İsviçre milli mahkemeleri bu yönde karar verdi. İsviçre’ye göre Perinçek in konuşmaları nefret söylemi ile inkar olarak değerlendirildi,

Ermeni soykırımı için "uluslararası yalan" dedi, çok net bir şekilde "fikir değiştirmeyeceğim" dedi, tehcir ve katliamlar için "savaş hukuku" dedi, Ermenilerin vatan haini olduklarını ve asıl saldırganların Ermeniler olduğunu ima etti.”