17 Ağustos 1999… O gece Türkiye unutamayacağı bir felaketle karşı karşıya kaldı. Bir yaz günü.. Ağustos ayının 17’si… !7 bin 480 vatandaşımız hayatını kaybetti. Merkez üssü Gölcük olan depremde Bolu’dan İstanbul, Çanakkale, Tekirdağ’a kadar büyük bir alan ciddi anlamda etkilendi...

O gece depremde can veren 17 binden fazla vatandaşımızın ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun… Gidenler gitti, ama arkasında o korkuyla yaşayan milyonlar var. On binlerce yaralı olarak hayatta kalanlar var. Bu insanlarımızın o günü unutması mümkün mü. Tabi ki hayır…

Türkiye’de o günden bu yana siyasi yapılar, kentsel dönüşüm, depreme dayanıklı binalar v.s… Her seçim dönemi ve her deprem hatırlatması durumunda konuşulanlar bu yönde…

Şimdi bakıyorum siyasilerin 17 Ağustos depremi ile ilgili mesajlarına yine aynı şeyleri…

İşte devletin başındaki isim Cumhurbaşkanı (Başkan) Tayyip Erdoğan’ın 17 Ağustos Marmara depreminin 20'nci yıl dönümü dolayısıyla sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından açıklamada bulundu. İşte o mesaj:

“17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Hiçbir zaman unutmayacağımız bu felaketin sebep olduğu kayıpların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz"

Mesaja bakın… 20 yıldır ne yapıldı, neler yapıldı, hala “tedbirleri almaya devam edeceğiz” deniliyor. Bugüne kadar ne tedbiri alındı.

Allah Korusun İstanbul’da aynı şiddette bir deprem meydana gelse, sağlık ve kurtarma hizmetlerini bile yapacak imkanlar kalmaz. İstanbul’da 20 yıldır yapılan yapılaşmada depremin düşünüldüğünü sanmıyorum.

Tamam binaların yapımında teknik olarak buna dikkat edilmiştir. Bu konuda diyecek yok. Ama depremden zarar görecek, binalar nezdinde baktığımızda hiçbir ilerleme olmadığını düşünüyorum.

Eskiden gecekondu mahallesi olan, yani tek katlı evlerin bahçeli evlerin olduğu bölgeler belediyeler tarafından ‘kentsel Dönüşüm’ adı altında müteahhitlere peşkeş çekildi, bu alanlar de beton yığınına çevrildi. Gaziosmanpaşa’nın Sarıgöl mahallesinde deprem olsaydı, kimsenin burnu kanamazdı… günlerde… Çünkü o günlerde orası tek katlı evlerle doluydu. Şimdi gökdelen tarzı binalar yapıldı.

Eyüp Alibeyköy’de yine baktığımızda hep gecekondu alanları dönüştürüldü… Bunlar örnek… İstanbul’un tamamı böyle… Zeytinburnu sahilinde, Bakırköy sahilinde yapılan yüksek katlı binaların beton ne kadar sağlam olursa olsun, 7’lik bir depremde yan yatmasını hiçbir şey engelleyemeyecektir. Çünkü, denizden gelen tehlike var.

Burada yapılan bir gökdelen ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’da ‘İhanet ettik’ demişti…

Örneğin Eski İstanbul Fatih, Eyüp, Beyoğlu gibi ilçelerde tüm yapılar neden kontrol edilip yenilenmiyor. İstanbul’un tüm ilçelerinde yoğun yapılaşma olası bir depremde hareket kabiliyetini sıfıra indirecektir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de şu sözlerle 20 yıl önce 17 binden fazla insanımızın can verdiği depreme atıfta bulunuyor…Bugün şuurla hareket etmezsek, gelecekte enkaz altında kalırız" dedi.

Biz hala, tedbir etmeye devam edelim…