Uzun zamandır içimden kalem oynatmak gelmiyor. Yaşananlara, yazıp çizilenlere, siyasetin kokuşmuşluğuna bakınca zaten nasıl gelsin diyorsunuz. Olan bitene bakıp karamsar olmamak elde değil...
 
Ancak bu ortamda bir cenah var ki; orada yozlaşma, kokuşmuşluk ve ihanet büyük prim yapıyor!
 
Tekrar edeceğim ama bu cenahın nihai amacı Türk devletini yıkarak Türklüğün hükümranlığına son vermek! Uygulamalar gören gözlere, düşünen akıllara bunu çok açıkça belli ediyor.
 
Bu ister istemez toplum içinde onca baskıya rağmen bir “kendiliğinden mukavemet” oluşturuyor.
 
Demokrasi rafa kalkmış, yargı emirle hareket eden bir “parti yargısı”na dönüşmüş, toplumsal direnç noktaları örselenmiş ama yine de insanlar bu durumdan bir çıkış arayışı içindeler...
 
Eskiden “daha fazla demokrasi” diyen insanlara acayip kızardım. Ancak demokrasimizin eski günlerini bile arar oldum. O kör topal işleyen çok partili demokrasimiz burnumda tüter oldu.
 
Türkiye, milli olmayan insanlardan ve milli olmayan iktidarlardan çok çekti. Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'ne verdikleri zararları ancak bir “mutlak restorasyon” döneminde telafi etmek mümkün olabilir.
 
Başarılabilir mi? Evet, başarılabilir. Toplumda oluşan ve “kendiliğinden mukavemet” çabasına ilişkin arzu ve talepler, bize bunun mümkün olduğunu gösteriyor.
 
İçinde bulunduğu zorluklardan çıkış için çare arayan Türk toplumu, bu iş için kendine bir lider de bulmuş durumda. Onun da adı; Meral Akşener...
 
Özellikle altıncı hisleri çok kuvvetli olan kadınlar ve gelecek endişesinden bunalan gençler, Meral Akşener'i içinde bulundukları buhrandan çıkış için önlerine koymuş durumdalar... Bildiğim kadarı ile o da, bir siyasi parti kurarak toplumun yeni arayışlarına bir cevap verme hazırlığında.
 
Yani “daha fazla demokrasi”“adil yargı”“hukukun üstünlüğü”“aş ve iş”“devlet kapısında kayırmacılık, yolsuzluk ve israf son bulsun”“milli dış politika”“memlekette huzur ve güven”isteyenler; Meral Akşener liderliğinde, yeni bir demokrasi trenini sefere çıkarmaya hazırlanıyorlar.
 
İlgi müthiş! Daha dün beni, Samsun, Sakarya, İzmir, Ankara, Gümüşhane gibi beş değişik ilden arayarak ne olup bittiğini sordu insanlar. Kendi partilerinden ümidini kesenler Kocaeli, Bursa ve Kastamonu gibi illerde istifalarla, Meral Akşener'i desteklediklerini açıklamaya başladılar.
 
Bu gelişmeler karşısında elbette bazı kişiler ve güçler, Türk Milletinin bu umudunu yok etmeye çalışacaktır. Toplumda fısıltı gazetesi çalışmaya başlamıştır. Hatta çok fazla Atatürkçü ve cumhuriyetçi kesilenler bile hayali senaryolar üretmeye başlamıştır. Hiç birine aldırış etmiyorum. Çünkü siyasetin kendine özgü kuralları ve dinamikleri vardır. Artık Meral Akşener'in Türkiye'nin bütün illerinden hareket ettirdiği “demokrasi treni” yola çıkmış olup Ankara'ya eskisinden çok daha yakındır...
 
Ülkem ve Türk Milleti adına yeniden heyecanlı ve ümitliyim. Yeni bir başlangıçla, yığılmış sorunlardan kurtulmak ve ağır yükümüzü hafifletmek mümkündür. Öyle ise bizim için sefere çıkan Meral Akşener'e destek olmak, ona cumhurbaşkanlığı yarışında ipi önde göğüsletmek ve böylece Türkiye'ye nefes aldırmak için çalışmak benim için bir yurttaşlık görevi!
 
Gelin demokrasi, hukuk, adalet, güven, huzur ve refah diyen; seksen milyon vatandaşı dil, din, mezhep, kadın, çocuk, yaşlı, genç, köylü, işçi, memur, emekli, öğrenci demeden kucaklayan bu “demokrasi treni”ni menziline ulaştıralım ve bunun içinde ortaya çıkmış olan bir yiğit kadını yalnız bırakmayalım!
 
Yolun açık olsun; Meral Akşener!