Türkiye’de garip şeyler oluyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan bir anda hastalandı. Hastalığı konusunda herkes farklı şeyler söylüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan yeniden sağlığına tam olarak kavuşup, geçmiş performansını gösterebilecek mi? (Bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ederim Allah’tan)

Çünkü dünya kaynıyor. Böyle bir zamanda Türkiye’de bir lider zafiyeti ülkeyi kaosa sürükler.  Lider zafiyetinden doğacak sıkıntılar seçim kaybetmeyle oluşacak bir değişim gibi olmayacaktır.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yatağa düşmesi bile Ak Parti içinde bu güne kadar hiç görmediğimiz muhalif sesleri ortaya çıkardı.

Bir Şike Yasası bahanesiyle değişik sesler ortaya atıldı. En önemlisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç sesini yükselterek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e destek verdi.

-        Bu yasa vicdanları sızlatmıştır…

Başbakan Yardımcısı Arınç’a Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’dan da destek geldi. Daha birçok milletvekili sesini yükselterek bu yasaya karşı olduğunu söyledi.

Peki bu yasayı yapıp Meclis’ten geçirerek Cumhurbaşkanı’nın önüne sunan kimdi? Neden bu isimler Cumhurbaşkanı veto edene kadar, yasa Meclis komisyonlarında ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşülürken ses çıkarmadı.

Çünkü o günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tüm otoritesi ile ayakta ve işinin başındaydı.

Yasa olduğu gibi Cumhurbaşkanı’na iade edildi.

Görünen o ki bu yasadaki sorunu Anayasa Mahkemesi çözecek.

Gündem o kadar çok ve hızlı değişiyor ki, insanların başını döndürecek derecede hızlı. 

Başbakan Tayyip Erdoğan hiç olmadık bir yerde çıkıp ‘Dersim Özrü’ diliyor. Hem de devlet adına. Ardından tartışmalar alevlenirken, Başbakan bir operasyon geçiriyor ve Dersim unutuluyor. Herkes Başbakan’ın hastalığına dikkat kesiliyor.

Başbakan’ın hastalığı ile ilgili tatmin edici bir açıklama yapılmayınca fısıltı gazeteleri ve yorumcular  aklına geleni söylüyor. Kimine göre Başbakan kanser, kimine göre Başbakan bir daha aynı performansını gösteremez…

Bu günlerde konuşulan KCK tutukluları avukatlarla ilgili AB ve ABD’den ciddi eleştiriler geliyor.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye’ye geliyor ve önemli ziyaretlerde bulunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı evinde ziyaret ediyor. Bu ziyaret belli ki bir 'geçmiş olsun' ziyareti değil.

Görüşme tam iki saat sürüyor. Bu tarz resmi görüşmelerde zaman genellikle 45 dakikayı geçmez. Biden’in Türkiye’den ne gibi istekleri oldu. Suriye, PKK ve Kıbrıs konusu mu masaya yatırıldı. Neler konuşuldu bilinmiyor.

Bilinen o ki, o günden bu yana Suriye ile ilgili bir sessizlik, KCK ve PKK operasyonlarıyla ilgili bir durgunluk var.

Ama Türkiye operasyonsuz durabilir mi? Tabi ki hayır!

Karagümrük çeteli Cübbeli operasyonu…

Müslüman kesimin önemli isimlerinden ‘Cübbeli ‘ lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü hoca ile ilgili bir operasyon yapılıyor.

Hocaya yapılan operasyondaki suçlamalar ise çok ilginç.

Hoca ile ilgili fuhuş operasyonu yapılıyor. 

Cübbeli Hoca bilindiği gibi, yaptığı programlarda, televizyon ekranlarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, Fetullah Gülen Hoca’yı açık açık eleştirmiş onları Yahudilerle işbirliği yapmakla suçlamıştı.

Cübbeli Ahmet Hoca'ya yapılan bugünkü operasyon, 28 Şubat sürecinde yapılsa ve aynı iddialar ortaya atılsa bu gün bakıp seyredenler ne yaparlardı... Dahası bugün iktidar olan kesim buna nasıl bakardı?

Cübbeli Ahmet Hoca, polisin iddia edip fotoğraflarla delil olarak koyduğu gibi ithal hatunlarla birlikte olmuş mudur? Bilemem ama bilinen bir gerçek var ki; o da çok konuşanlar gibi cezaevinde…

Neresinden bakarsanız bakınız, Türkiye’de her şeyin iyiye gittiği söylense de iyiye giden çok şey göremiyorum…

Temennim Başbakan biran önce sağlığına kavuşsun, böyle bir dönemde Türkiye ‘de lider zafiyeti doğmasın.

Türkiye’yi dışarıdan hiçbir güç bitiremez.  Bizim için en büyük tehlike iç kavgadır.

Bugüne kadar Türkiye üzerinde emelleri olanlar hep iç kavga körüklemişler, hep içeriden yıkmaya çalışmışlardır.

Akıllı olalım, oynanan oyunları görelim ve Türkiye’de yaşayan herkes birbirimize kenetlenelim…