CHP İstanbul il başkanlığı ve yerel yönetim merkezi açılışı için dostlarla birlikte Levent'in yollarına düştük.

Soğuk olmasına rağmen alan kalabalıktı.

Saat bir de Kılıçdaroğlu gelecek denildi,bir buçukta alandaydık.

Saat beş buçuğa doğru geldi.

İzdiham bir taraftan, İstanbul trafiği diğer taraftan beş saatlik bir gecikmeyle miting ve konuşmalar başladı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması ulusal basında geniş bir şekilde yer aldı.

Ben alandaki sosyal yapıdan bahsetmek istiyorum.

Bulunduğum yerden sık sık arkam da duran kalabalıkları, halkın bakışlarını, surat ifadelerini inceledim.

Gerçekten müthiş bir karamsarlık ve alanda kavruk ezilmiş insanları gördüm.

Suratlarda ''Ben acılar çektim, ezildim yeter artık'' diyen bakışları gördüm.

Alanda fakirliği,isyanı gördüm.

Baykal döneminde CHP mitinglerini daha çok orta ve üst sınıfa mensup insanlar doldururdu.

Bu alanda ise daha çok ezilenleri,acı çekenleri, horlanan inanç gruplarını,otuz yıldır itilip kakılan insanları gördüm.

Beş saate yakın alanda dim dik dururken, parti anonsunu yanında geçmişi acılara dayanan şarkılar dinledik.

Özellikle Nazım Hikmet'in dizelerini Edip Akbayram'ın sesinden dinledik.

Güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler göreceğiz şarkısı Edip Akbayram'ın yanık sesinden yükseldikçe zafer işaretlerini en tepelere çıkaran gençleri gördüm.

Ezik, yüreği yanık insanların buğulanan gözlerini gördüm.

Ağlamaklı suratlar ve binlerce insan içinde ağlamanın çokta doğru olmadığına inanıp göz yaşlarını içine döken kavruk insanları gördüm

Bütün bunlar devam ederken sunucunun sesi yükseliyor arada, ''Kılıçdaroğlu geliyor yollar tıkandı İstanbul tıkandı''

Anons bitiyor Vedat Türkali'nin şiiri Onur Akın'ın sesinden yükseliyor.


...............................................
mavi patiskaları yırtan gemilerinle
uzaktan seni düşünürüm İstanbul.............................................
boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
bekle bizi
büyük ve sakin süleymaniyenle bekle
parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
mavi denizlerine yaslanmış........

diye devam ediyor.

Boşunamı çekildi bunca acılar İstanbul bekle biz derken hemen yanı başımız da yükselen SAFİR binasında müziğin sesi yankılanıyor.

Safirin yüksekliğinin yanında binlerce insan karınca misali safire bakıyor.

Soygun ve vurgun düzeninin yüksek binaları ezilenlerin tepesinde yükseliyor.

Bekle bizi İstanbul derken Vedat Türkali'nin kuşağının çektiği acılar bu günde çekiliyor.

Yani seksen yıldır acılar hiç bitmemiş.

Bu toprakların ne acıları, ne feryatları ne de ağıtları bitmiyor.

Bu kadar acının çekildiği, bu kadar cehaletin ve soygunun,din istismarı üzerinden cahil insanların kandırıldığı esir alındığı başka bir toprak parçası var mıdır en azından ben bilmiyorum.

Tam bunları düşünürken karanlık basmış sahne ışıl ışıl halkın toplandığı alan kap karanlık.

Kılıçdaroğlu aydınlık sahnede yerini alıyor.

Sahnede Kılıcdaroğlu'nu ve çevresini göremiyoruz ama tam tepemizde büyük boy televizyon ekranı var ve oradan takip ediyoruz.

Kılıçdaroğlu çok sert cümleler kuruyor,iyi de yapıyor.

''Haramilerin iktidarına son vereceğiz'' diyor,AKP 'nin yeni açılımını yapıyor.

''Ayakkabı Kutusu Partisi'' diyerek son günlerde ortaya çıkan soygun vurgun üzerinden her şeyi söylüyor.

CHP' nin mitinglerine katılırım takip ederim gözlemlerimi de sürekli yazmışımdır.

Bu toplantıda emekçilerin ezilenlerin ve inançları yüzünden horlananların,kimlikleri yüzünden acı çekenlerin bir araya geldiğini görüyorum.

Kim ne derse desin, Sarıgül' den bahsetmeden olmaz.

Sarıgül siyasetin şov yanını, halkı hareketlendiren yanını ve siyasetin teknikle kullanımını çok iyi beceren bir insan.

Onun etrafında oluşan sinerji ve gençlik heyecanı CHP 'nin hareketsiz hantal örgüt yapılarını da hareketlendirecektir.

Bu durum ve yeni oluşan Sarıgül hareketliliği bana büyük umutlar verdi diyebilirim.

CHP' nin başkalarının felaketleri ve soygun düzeni içindeki rezillikleri üzerinden değil, Sarıgül etrafında oluşan sinerjiden faydalanması halinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesi alınacaktır.

İlk defa umutla bunu söylüyorum.

İlk defa iktidar ışığının en azından İstanbul da göründüğünü hissediyorum.

İlçelerde, meclis listelerinde ve belediye başkan adaylarında çok büyük hata yapılmazsa,İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı Sarıgül olacaktır.

Şimdiden bunu söylemek kehanet değil alandan alınan bir mesajdır.