7 Ekim Cuma günü Cevahir otelde yapılan CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın yaptığı toplantıya katıldım.

Bu güne kadar hiç duymadığım sözler duydum.

Yeni İl Başkanı Sayın Oğuz Kaan Salıcı belkide bu güne kadar olması gerekenleri söylemiş olmaktan mutlu olmalı.

Sayın Salıcı: ''Hedef 2014 İstanbul belediyesini kazanmak olmalı'' diyerek il başkanı olarak örgüt önünde net mesajını vermiş oldu.
İstanbul'u kazandığımız takdirde 2015 genel seçimlerini de kazanacaklarını söyledi.

Bunun için mutlaka mevcut oy oranlarına bir buçuk milyon seçmenin ilave edilmesi gerektiğini, en az yirmi bir ilçede belediye alınması gerektiği, oy oranının ise %45 i yakalaması gerektiğini söyledi.

Artık söz ve yetkinin üyede olduğunu ve il kongresinin normal zamanından altı ay sonra yapılması yönünde düşüncelerinin olduğunu söyledi.

AKP li belediyeleri izleme komiteleri oluşturacaklarını, seçmenlerin yoğun olduğu alanlarda daha çok görüneceklerini, Filistin sorununu AKP' nin elinden almak için çalışmalar yapacaklarını, ilçelerde örgüt toplantılarının daha sık yapılacağını, Norveç'te saldırıya uğrayan kişileri İstanbula davet edeceklerini, şu anda il ve ilçe yöneticileri, meclis üyeleri, diğer örgüt görevi yapan kişilerin toplam sayısının 1200 kişi olduğunu sadece bu yapının çalışmasının yeterli olmadığını, daha fazla üyenin hareketli örgüt çalışmalarına katılması gerektiğini söyledi.''

İl başkanının otuz dokuz yaşında olması, "80'e yakın ülkeyi işim icabı gezdim ve İstanbul'dan daha güzel hiç bir şehir görmedim'' demesi, ayrıca elindeki metnin İngilizce olması, Boğaziçi üniversitesi mezunu olması bana umut verdi.

Gerçekten dünyayı tanıyan eğitimli bilgili ve öz güveni yüksek olan bir kişinin CHP İstanbul İl Başkanı olması, CHP açısından sevindirici bir durumdur.

İl Başkanından sonra örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap söz aldı.

''İktidar olmak için iç engellerin yanı sıra dış engelleri de aşmak gerekir, bu güne kadar Türkiye'nin bütün çağdaş kazanımlarının altında CHP'nin imzası var. CHP sol bir partidir, devrimcidir, partide sevgi saygı ve dürüstlük hakimdir. Yandaş basın ve medya AKP çivi çaksa büyük bir fabrika yapmış gibi gösteriyor dedi. Örgütlerin meclis üyesi olmak, belediye başkanı olmak veya ilçe başkanı olmak için Ankara'ya gelmelerine gerek yok, bu işler bizim işimiz değil, artık bu işlerin muhatabı il başkanı Oğuz Kaan Salıcı dır. CHP örgütleri aktif faal ve diri olsaydı bu gün muhalefette olmazdık. CHP örgütlerinin %10'u diri ve hareketli, geri kalan yapı ise çalışmıyor bekliyor. Bu yapıdan iktidar çıkmaz. Biz bunu değiştirecek ve hantal tembel yorgun örgütleri çalıştırmanın bütün şartlarını sağlayacağız . Normal kurultayımızı altı ay geriye doğru öteleyeceğiz. Yani Mayıs ayında yapılması gereken kurultayı 2012 yılı ekim ayında yapmayı düşünüyoruz. Bu arada tüzük kurultayını daha erken yapmayı düşünüyoruz. Başka bir eğilim ise kurultay ile tüzük aynı anda yapılsın düşüncesi. Bütün bunlara iki hafta sonra yapılacak olan MYK toplantısında cevap vereceğiz.'' diyerek sözlerini bitirdi.

İstanbul il yönetiminin atanması ve yeni bir kadroyla yola çıkması salonda bulunan partililer tarafından coşkuyla alkışlandı.

En büyük alkışı ise ''demokrasi, ön seçim, parti içi hukuk'' kelimelerinin geçtiği cümlelerin almış olması, CHP örgütlerinin parti içi demokrasiyi özlemiş olmalarıyla açıklanabilir.

Gaziosmanpaşa ilçesi açısından olaya baktığımızda ise; yedi yıl sonra il yönetimine hepimizin yakından tanıdığı Yılmaz Yıldırım'ın girmesi sevindirici olmuştur.

Bir başka olay ise; Yılmaz Yıldırım'ın ilçe başkanlığını kaçış gibi eleştiren arkadaşlara da bir cevap olmuştur. İl yönetimine girerek daha ağır bir parti sorumluluğu alması ''Ben buradayım, partimin emrindeyim ve hiç bir yere de kaçmadım'' diyerek cevap vermiş olarak da kabul edilebilir.

İlçede ki parti üyelerinin yedi yıldır il yönetimine bir kişi bile sokamamış olmasının öz eleştirisini yaparak, Yılmaz Yıldırım'a destek olmaları gerekir diye düşünüyorum.

Koltuklar, makamlar gelici geçici yerlerdir. Bunu en iyi bilenlerden birsi de naçizane bendenizim.

İl başkanlığı, ilçe başkanlığı, il yöneticiliği yapmış olan bendeniz, kalıcı olanın dostluklar ve insanlık olduğunu çok iyi bilir.

Bunun için atanan yeni il yönetiminin başarılı olması ve İstanbul ilinde kalıcı politik çalışmalar yapması ışığının partililerin yüreğinde uyanmış olmasını görmekte sevindirici bir durum olsa gerek.

Salon toplantısında dikkatimi çeken başka bir olay ise;  yaşını başını almış insanların sayın Nihat Maktap'a ulaşmak ve yağcılık için uğraş vermelerini bir türlü anlayamadım.

Ey insancıklar siz çalışın işinizi iyi yapın bu örgütler sizleri görecektir.

Oysa bu kafalar bu güne kadar sayın Matkap'ın değindiği gibi üretmeden, çalışmadan ''abiciğim ablacığım'' diyerek bir yerlere geldikleri için hala aynı hastalıklarını sürdürmeye devam ediyorlar.

Oysa sayın Maktap ne dedi: ''İlçe Başkanı olmak için bana gelmeyin...'' Küçük beyinli insanlar ise hala partinin eski parti olmadığını, yeni bir anlayışın ve vizyonun partiye egemen olduğunun farkında bile değiller.

Ne diyelim Allah onlara da akıl fikir versin...

Saygılarımla,

[email protected]