Gaziosmanpaşa ilçesinde 30 temmuz itibarıyla belediye başkan adayı çıkmadı.

Bunun anlamı ya partiye ilgi yok, ya da başkan adayları Sarıgül'ün büyük şehir adaylığını açıklamasını bekliyor.

Birde partinin bir iç genelgesi var.

Belediye meclis üyeleri ve belediye başkan adayları 31 temmuz gününe kadar aday olsun denilmişti.

Genelgede ilçe yöneticilerinin ve ilçe başkanının da aday olması halinde görevlerinden istifa etmeleri gerektiği vurgulanmıştı.

İlçe yönetiminden şu ana kadar iki kişi istifa etti ve ''ben adayım'' diyebildi.

Özgür Akat ve Niyazi Kümüş.

Buradan şu sonuca varabilir miyiz?

İlçe başkanı ve diğer yöneticiler, ilçe yönetimine devam etmekle hiç bir yere aday olmayacaklarını da kabul etmiş oldular.

Ben bunu hiç böyle okumuyorum.

Benim bildiğim Mehmet Polat, mutlaka bu genelgeyi delecek bir argüman bulacak ve resmi seçim takvimi açıklandığında büyükşehir belediye meclis üyeliğine tekrar aday olacaktır.

Zaten 31 temmuz son diye konuşurken iç genelgenin 15 ağustosa kadar uzatılacağı bilgisi geldi.

Başkan adayı çıkmadı derken, Av.Yusuf Ergüven'in başkan adayıyım diye müracaatının olduğunu duyduk.

Ben şahsen tanımıyorum,çevremde sorduğum bir çok arkadaşım da tanımadığını söyledi.

Siyasette tanınmak ve özellikle halkın tanıması önemlidir ama bu durum yani tanınmıyor olması, onun aday olamayacağı anlamına gelmiyor.

Elbette her yurttaş adaylık şartlarını sağlıyorsa, siyasi partilerden aday olabilir.

Şu ana kadar belediye meclis üyesi dokuz kişiden ben adayım diyen kimse çıkmadı.

Onların tekrar aday olabilme şartı beş yıllık görevlerindeki karne notları olacaktır.

Eğer beş yıl hiç sesini çıkarmadan bir gün olsun, partisinin adını kullanmadan belediye meclisine ben tekrar adayım diye çıkacaklarsa kimlerin sınıfta kaldıklarını açıklamakta benim görevim olacaktır.

Hele bir aday olsunlar belediye meclis karneleri elimde bekliyorum.

Bunun dışında ilçe yöneticilerinin tamamı veya bir kısmı veya dışarıda partiye gönül vermiş her yurttaş partiye müracaat edip aday olabilir.

Bu onların demokratik hakkıdır,hiç kimsenin söyleyecek sözü de olamaz.

31 temmuz itibarıyla GOP ilçesine müracaat eden on kişi olduğu bilgisine ulaşmış bulunuyoruz.

Diyelimki, genelge uzatılmadı.

Henüz belediye başkan adayları yokken,belediye meclis listesi için gereken doksan kişiye ihtiyaç duyulurken, parti on kişinin müracaatıyla nasıl liste yapacak.

Üstelik partinin seçim alacağını varsayarak mutlaka belediye meclisinde mühendis,mimar,şehir plancısı doktor,avukat,mali müşavir ve diğer meslek gruplarından müracaatların olması gerekirken, henüz bu vasıflara haiz yurttaşların CHP ilçe başkanlığına müracaat etmediğini biliyoruz.

Bu durumda Allah göstermesin belediye başkanlığı kazanılırsa hangi kadrolarla belediyeyi yöneteceğini birilerinin açıklaması gerekmiyor mu?

Eğer beş yıl susan ve ''abiciğim, ablacığım'' ilişkisiyle tekrar meclise girmeyi aklına koyan kişilerle meclis listesi yapılacaksa yazık değil mi koskoca CHP ye.

Yazık değil mi yirmi yıldır iktidar olma umuduyla yaşayan partiye umut bağlamış sosyal demokratlara.

Artık bunları yüksel sesle konuşmanın zamanıdır.

İlçe mutlaka kadro yapmalıdır.

Bilgili, birikimli, işi gücü olan, toplumda itibarı olan, halkın örfüne, adetlerine,inancına, geleneklerine saygı duyan,başı açık, başı kapalı ayrımı yapmayan kadroların halkın önüne çıkarılması gerekiyor.

Bu anlayışta olmayan ve her seçimde başarısızlık elde etmiş ilçe başkanlarıyla ve yıpranmış kadrolarla halkın önüne çıkmak beş yüz bin nüfusa sahip GOP ilçesine ve CHP ye yakışmayacaktır.

Partinin MYK üyelerinin de benim adamım bunu listelere yazın anlayışından uzaklaşması ve halkın adamı olan sevilen sayılan insanların listelere yazılmasına ön ayak olmaları gerekecektir.

Bütün bunların ışığında bir liste yapılırsa ve birikimli donanımlı bir belediye başkan adayını GOP ilçesi çıkarabilirse, 1989 yılına benzer bir sonucun GOP ilçesinde alınması mümkündür.

2009 yılı seçimlerine baktığımızda CHP 10 puan artacak,AKP 10 puan azalacak ve seçim alınacak.

Formül bu.

Bunu en başta GOP ilçesindeki CHP kadrolarının inanması ve uygulaması gerekiyor.

Umutsuzluk söz konusu değil, her olaya umutla başlanır, yeterki umutlar çürük olmasın...