17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Türkiye’de ilginç bir süreç yaşanıyor. Türkiye bu güne kadar hiç yaşanmayan bir süreçten geçiyor...

Türkiye’yi kim yönetiyor, bu güne kadar kim yönetmiş belli değil.

Bunu da en yetkili ağız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘itiraf eder gibi’ söylüyor...

Adını da ‘Parelel devlet’ koydu..

Ancak Türkiye’de Başbakan Erdoğan’(ın gündem değiştirerek, üstünü kapatmaya çalıştığı o kadar çok şey var ki...
4 Bakan ve bir belediye başkanı ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet operasyonu...

Her şey açık ortada... Kutu kutu paralar...

Nerede bi paralar, nasıl geldi, nasıl gitti, nereye götürüldü...
Bu soruların cevapları aranırken, sorulara cevap yerine Türkiye’de yasalar değiştirildi... Referandumda halka sorularak yapılan yasalar bir gecede değiştirilip yargı açık açık siyasete bağlandı...

Bağımsız yargı ayaklar altına alındı.
Başbakan çıktı meydanlarda, ‘Bunu parelel yapı yaptı, dış güçlerin Türkiye üzerindeki oyunları” dedi...
Sonra internet yasası arel acele çıkartıldı...
Ancak, bu yasa hiç bir işe yaramadı...
İnternet üzerinden ardı ardına konuşma kayıtları sızdırıldı, kamuoyuna...

Sızdıran iki hesabın isimleri dikkat çekici... Twitter ve Youtube yi kullanan hesaplardan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan başta olmak üzere çok sayıda ses kaydı yayınlandı... Her akşamda yayınlanmaya devam ediyor...

Muhatapları diyor ki,
Bu ses kayıtları montaj...
Peki ne olacaktı ses kayıtları... Ses kayıtlarının montaj olmasından doğal ne olabilir. Başbakan bir miting meydanında 1 saat konuşuyor, televizyoncular bunu 1 dakika haber yapıyor. Bu da bir montaj. Haber bültenin mitinglerin 1 saat yayınlanması mümkün mü?

Başbakan dahil tüm muhataplar ve inanmış AKP’Ililer ses kayıtları montaj diyor...

Başbakan ve yine muhatapları, bu güne kadar hiç biri, “Bu ses kaydı bana ait değil. Bu ses benim değil, bu ses oğlum Bilal’in değil” diyemedi... Başbakan çıkıp, “Ben Fatih Saraç’ı Fas’tan arayıp MHP ile ilgili haberi yayından çıkart demedim” diyemedi...

O halde bu tapelerde yer alan konular ve konuşmalar doğru...
Alınan rüşvetler de doğru... İhale pazarlıkları da...
Efendim neymiş, “Bu dinlemeler yasal değilmiş”

Bu konuşmalar, yapılan bu işler doğruysa, bu dinlemelerin yasal olup olmadığının bir vatandaş benim için hiç bir anlamı yok.
Başbakan Erdoğan’ı bir konuda da takdir ediyorum...

Gerçekten her alanda, her noktada tüm olaylara hakim ve bire bir ilgileniyor. Bu herkesin yapacağı bir iş değil... Şu anki mevcut liderlerden hiç birinin bunu yapması, yapabilmesi mumkün değil. Adam, sanki gazetenin patronu gibi arayıp, “şu yazar ile ilgili gereğini yap” diyebiliyor.

Her yazılana çizilene müdahale edebiliyor.

Benim için bu dinlemeleri kim yaptı, nasıl yaptı? Hiç önemli değil.

Yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üzerini kapatmak için söylenen parelel devlet, parelel yapı söylemlerine de kesinlikle inanmayın. Eğer parelel bir yapı veya devlet her neyse varsa, bu hükümet 12 yıldır neredeydi? Menfaat ve çıkar çatışmaları olunca mı, paralel oldular birbirlerine... Evet bir parelellik varsa, menfaat ve çıkarlarda var...

Ben çok aldım, sen çok aldın parelelliği...
Görülen o ki bu perelellik ve bu tapeler adamı tepeler,  hükümeti tepeler, AKP'yi tepeler...
Bu dünya da olmazsa diğer dünyada tepeler...
Bugün, bu seçim olmazsa, genel seçimde...