İSTANBUL, () - Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Beyin ve Bilişsel Bilim Sempozyumu ve onun uydu etkinliği olan Disiplinlerarası Yapay Zeka Çalışmaları Sempozyumu, gerçekleştirildi. Sempozyumlarda, öğrencilerin bilişsel bilim alanındaki son araştırmalar hakkında bilgi sahibi olması, araştırmacıların bir araya gelerek iş birlikleri başlatması hedeflendi.

Türkiye’de bilişsel bilim programları sunan üç üniversite Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nce altı yıldır düzenlenen Uluslararası Beyin ve Bilişsel Bilim Sempozyumu’na da bu yıl Yeditepe Üniversitesi ev sahipliği yaptı.

ETİK SORUNLAR DA TARTIŞILDI

Farklı disiplinlerden çok sayıda bilim insanı ve araştırmacının konuşmacı olarak yer aldığı ve iki gün süren sempozyumlarda; beyin, bilişsel bilim ve yapay zekâ konuşuldu. Etkinlikte son gelişmeler ve etik sorunlar da tartışıldı. Ayrıca, konuklara interaktif yapay zekâ uygulamaları deneyimi sunuldu.

DİSİPLİNLERARASI YAPAY ZEKA ÇALIŞMALARI SEMPOZYUMU

Bu yıl ilk kez düzenlenen Disiplinlerarası Yapay Zeka Çalışmaları Sempozyumu'nun ise (SIAIS),  üniversitenin '26 Ağustos Yerleşimi’nde yapıldı.  Yapay zekâ tekniklerini kendi araştırma alanlarında kullanan farklı disiplinlerden araştırmacıları bir araya getiren sempozyum, yapay zekânın sosyal yaşam üzerindeki olası etkileri ve ortaya çıkabilecek etik kaygıları ele aldı.

“SON GELİŞMELERİ KONUŞMAK İSTEDİK”

Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve kongrenin organizasyon komitesinden Prof. Dr. Erken Korkmaz, “Sempozyum iki gün sürdü. Yapay zeka artık sadece bilgisayar mühendislerinin konusu olmaktan çıktı birçok farklı alanda kullanılmaya başladı. İlk gün yapay zekanın interdisipliner karakteri üzerine tartışmalar yapıldı. İkinci gün ise daha çok insan zihninin işleyişi üzerine yapılan sunumlar üzerinden gitti. Sempozyumlara yurt içi ve dışından araştırmacıların bir araya gelip son gelişmeleri konuşmalarını amaçladık” dedi.

Kongrenin ikinci gününde ‘Dilin Sinirsel Evrimi’ başlıklı sunum yapan Biyolog ve Bilişsel Bilim İnsanı Tecumseh Fitch ise, “ İstanbul’da böyle bir organizasyonun gerçekleştiriliyor olması çok önemli çünkü özellikle felsefe, nörobilim, dil bilimi gibi birbirinden çok farklı alanları bir araya getiriyor. Hem dilin hem de müziğin birbiriyle büyük benzerlikleri var. İkisi de kültürel olarak aktarılıyor, sesle ilgili ve içlerinde hiyerarşik yapılar barındırıyor. Charles Darwin’in evrim kuramı açısından bakıldığında ikisinin birbiriyle yakından ilişkili olduğu düşüncesi var” diye konuştu.

“HAYVANLARIN KONUŞAMAMSSI SES ORGANLARIYLA ALAKALI DEĞİL”

Fitch, “Hayvanların neden konuşamadığı üzerine çalışmalar yapıyorum. Bunun genel olarak ses organlarıyla ilgili olduğuna ilişkin iddiaların yanlış olduğunu kanıtladık. Hayvanların konuşamamasının özünde ses organlarının bizden çok farklı olması değil beyinlerinde ilgili nöral yapıların olmaması var. Müzikle dilin arasındaki bağlantının beyinde karşılığı olduğunu gösteren bir takım çalışmalar yaptık. Özellikle beyinde broca adı verilen alanda birleşiyor. Hem müzik için hem de dil için gerekli nöral özellikler broca alanında toplanmış durumda. Bu aslında müzik ile dil arasında bağlantının olduğu iddiasını desteklenmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

YAPAY ZEKA İNSAN HAYATINI ETKİLEMEYE BAŞLADI

Güzel Sanatlar Sanatçısı Memo Akten da, ‘Temel frekanslar, makineler daha zeki, daha özerk oldukça ve her yerde yayıldıkça, bu durum insan yaratıcılığını veya sanatçının rolünü nasıl etkiler?’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Akten, “Sempozyum çok güzel geçti. Normalde gitmeyeceğim, görmeyeceğim, tanışmayacağım insanlarla tanışıyorum, güzel geçiyor. Yapay zeka insan hayatını etkilemeye başladı. Telefonumuza her bir şey sorduğumda yapay zeka çalışıyor, belli kararlar veriliyor ve bizi şekillendiriyor” diye konuştu.

YAPAY ZEKA SANATÇIYI BİTİRMEZ

Akten, “Yapay zekayla benim dört gözle beklediğim gelişim tıp alanında olacaktır. Çünkü örneğin lösemi çözülecekse bugün kullanılan veya gelecekte kullanılacak olan algoritmalar sayesinde bu olacak. Biz sanatçıların kullandığı yazılım ve metotlar komple değişecek. Bu şüphesiz birçok insanın işini kaybetmesine yol açacak. Ama asıl değişecek olan şey gereken becerilerdir. Üst düzey yapılan işler kalıyor ama o işlerin uygulanma şekli değişecek. Sanatçının işinin bitmesi mümkün değil. Bunun sebebi bilgisayarın o işi yapamaması değil ben sanatı başkası yapmadığı için yapıyor değilim. Sanatı seçmek benim elimde olan bir şey değil. İçimden geldiği için sanat yapıyorum. İnsanlar bu yüzden kendi ihtiyacı olduğu için sanat yapıyor” dedi.

(FOTOĞRAFLI)