Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle siyasi partilerde hareketlenmeler başladı.

Özellikle yerel seçimlerin 2014 yılı Kasım ayında yapılma ihtimalinin gündeme düşmesiyle birlikte, partilerin yönetim kadroları ve yönetim etrafında oluşan dairesel yapı, şimdiden harekete geçmiş bulunuyor.

Yerel seçimde ne yapılacak?

Belediye meclisine 37 kişi seçilecek, il genel meclisine seçim yapılacak, belediye başkanı seçilecek.

Yeni düşünülen yerel yönetimler reform tasarısında, il genel meclisinin ve ilçe belediye meclislerinin kaldırılacağıyla ilgili fikirlerin yazılıp çizildiğini de görüyoruz.

Bana sorarsanız il genel meclisinin kaldırılması doğru bir tavır olur.

İl genel meclisinin sistem içinde doğru bir yerde olduğu kanaatinde değilim. Aynı görevi belediye meclisi çok rahat yapabilir.

İlçe belediye meclisinde ise mutlaka düzenleme yapılmalıdır.

Bu haliyle belediye meclislerinin doğru işlediğine ve doğru işler yaptığına inananlardan değilim.

Hele birde komisyonlar var ki; içler acısı bir durum söz konusu.

Komisyonlara giren ve görev yapan meclis üyeleri mevcut bürokrat yapının hazırladıklarına imza atmaktan başka bir iş yapmadığına ben şahidim.

Çünkü dokuz yıldır imar komisyonu üyesiyim ve iki buçuk üniversite,bir master bitirme süresini orada geçirdiğim için, bu sistemin ne kadar yanlış işlediğini, hatta işlemediğini bildiğimi sanıyorum.

Bütün bunlardan sonra ilçe düzeyinde belediye meclis üyesi olmak için can atan, şimdiden kulis yapan bir çok kişiyle karşılaşıyorum.

Siyaset yapan kişilerin belediye meclis üyesi olmak için can atmalarına söylenebilecek hiç bir sözüm yok, bu gayrete ve isteğe sadece saygı duyarım.

Bazıları ise, belediye meclis üyesi olunca hemen ''zengin'' olacağını, bütün iş kapılarının açılacağını sanıyor.

Oysa meclis üyeleri her ayın ilk haftası toplanır, iki oturum yapar ve oturum başına yaklaşık 80 lira alır.

Bir de komisyon üyeliği varsa, oradan da o kadar bir ücret (huzur hakkı)-(neyin huzurudur ben anlamadım) alır.

Sonuç olarak, belediye meclis üyesinin aylık kazancı maksimum 320 lira civarındadır.

Meclis üyesi diye sürekli kapınıza gelen derneklerin etkinliklerine ve taleplerine harcadığınız para ise bunun çok üstündedir

Yani belediye meclis üyesi olmak isteyip de zenginlik hayali kuranlar, içine girdiğinde hayal kırıklığına uğramasınlar benden şimdiden hatırlatması.

Bunun yanında belediye meclis üyesi, para kazanamadığı gibi elindekilerini de kaybedebilir.

Çünkü siyaset veya meclis üyeliği her zaman mayınlı bir arazi gibidir.

Masa üstünde sevişir gibi duran insanların, masa altında tepiştiklerini görürsünüz.

Tepişmelerden telef olan bir çok insan tanıdım.

Dost bilinenler düşman, düşman bilinenler ise düşman olmaya devam ederler.

Meclis üyesi olup da işleri kazançları elinden giden arkadaşlarımızda olmuştur.

Bütün bunlar orta yerde dururken, herkes neden belediye meclis üyesi olmak ister?

Ülkeye hizmet, yöreye hizmet, halk sevgisi, millet sevgisi diyorsanız geçin bir kalem bunları.

Bu ülkenin seçilmişleri halkını milletini bu kadar çok sevmiş olsaydı, bu gün ülkenin sorunları diz boyu olur muydu?

Belediye meclis üyelerinin seçiminde sağ partiler ve İslamcı partiler gene bildikleri yöntemlerle seçimlerini yapacaktır.

Yani onlarda ki, ''biat'' ve ''abi'' kültürü işleyecektir.

Tek seçici olan kim ise, eline kalemi alacak meclis listelerini yazacak,belediye başkan adayını belirleyecektir.

Sol partilerde, özellikle CHP de ise Kılıçdaroğlu ile başlayan demokratik atılım ve üyeye dayalı seçimlerin uç vermesi taban demokrasisi açısından umut yaratmıştır

Partinin kaç üyesi veya kaç tane ''ön seçim delegesi'' varsa, bir salonda toplanmalı bir gün, iki gün çalışmalıdır.

Meclis üyelerinin belirlenmesi ve belediye başkan adayını seçimleri yapılmalıdır.

Sonuçta demokrasi ve özellikle sosyal demokrasi üyeye halka dayalı iradelerin ortaya çıkmasında sürekli öncülük etmiştir.

Bu gün geçmişte seçilenlerin kalemle yazıldığından şikayet edenler,bu günkü seçilmişlerin halk iradesine ve üye iradesine dayanmadığını iddia edenler, halkın üyenin karşısına çıkarlar ve boylarının ölçüsünü alırlar.

Bundan korkmadan, CHP'nin yönetim kadrolarının tam demokrasi ve özgür üye iradesiyle seçimlerin yapılmasını savunmalı savunabilmelidir.

Oluşan meclis listesinde ki adayların da ''beni halk seçti'' şeklinde ki kalıp cümleyi yüreklice ve sahici bir biçimde söyleme şansını yakalamaları en doğru sonuç olacaktır.

Oluşacak belediye meclisleri de tabanın, halkın seçtiği insanlardan oluşmuş olacaktır.

Bunun adı demokrasi olacaktır ve seçilen insanlar ''beni halk seçti, ben ancak halka hesap veririm'' diyerek, hiç bir kişinin diyeti ve baskısı altına girmeden siyaset sahnesinde özgürce yer alabilecektir.

En azından kalemle yazılanlara söylenen ve insan onurunu inciten ''seni ben yazdım,seni ben seçtim,hangi pazarlıkla seçildin, falan kişiye kaç para verdin'' sözcüklerinin üstlerine çığ gibi düşmesinden kurtulmuş olacaklardır.

Bu anlamda üyesi olduğum ve dokuz yıldır da belediye meclisinde görev yapmama vesile olan CHP' nin ve partiyi temsil eden arkadaşların bu yaklaşımlar içinde partiyi seçime götürmeleri en büyük dileğimiz.

Önümüzde ki süreçte belediye meclisine, başkanlığa talep açacak olan arkadaşlarıma şimdiden sabır ve başarı diliyorum.