Hayatımızın en az otuz yılında türban ve başörtüsü Türkiye'nin gündemini meşgul etti.

Bu durumdan dolayı acı çekenler oldu,bu duruma sebep olduğu iddiasıyla yargılananlar oldu ve 28 şubat sürecide yeni yargılanıyor.

Gerçekten siyasal İslamın hiç bir proje geliştirmeden ve akılcı Türkiye çözümleri üretmeden türban ve başörtüsü mağduriyeti üzerinden kolayca iktidar olduğu tek ülke burasıdır.

Bu durum hala devam etmektedir.

Bu tedirginliğin başörtüsüyle kamu kurumlarında görev yapanların hala hissediyor olması manidar.

Bundan dolayı bütün kadınların başı kapalı veya açık toplumsal yaşama katılmalarını savunmak, temel insan hakkıdır.

Ülkemizdeki kadınların %65 i bir şekilde saçını kapatıyorsa, bu insanları saçı örtülü diye eve kapatmak demek Türkiye ekonomisinin çökmesi ve geri kalması demektir.

Bütün bunlara makul bakılırken, kılığı, kıyafeti, giyimi, kuşamı inanç boyutunda olsun veya temel insan hakkı bağlamında olsun savunmak gerekir.

Bütün bunlar evrensel inançsal yaklaşımlar içinde anlamak mümkünken bir ayrıntıyı da kaçırmamak gerekir.

Kamu görevi yapan bayan bir memura veya erkeğe ''Her türlü kılık kıyafet serbest, istediğin gibi giyin'' dediğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkarsa ne yapacağız?

Malum bizim ülkemiz giyim kuşam konusunda çok renkli bir ülke.

İş için belediyeye veya bir kamu kurumuna gittiğinde manzara şöyleyse ne yaparsın?

Bazı memur kadınlar başörtülü, bazısı çarşaflı,çarşafın ötesinde burkalı,bazısı yemenili,diğer taraftan bazısı mini etekli dekoltesi muazzam,bazısı çıplak denecek kadar açık.

Erkeklerin kıyafetini yazmama gerek yok sokakta dolaşan çeşitli giyim şekillerini gözünüzün önüne getirin ve onların memur olduğunu düşünün.

Bu durumu lütfen siz hayal etmeye devam edin.

Öyle bir ortamda kamu görevi almak kolay bir iş midir?

Bundan dolayı, AKP iktidarı hala kamu görevi yapan kadın ve erkek memurlarla ilgili bir düzenleme yapamamıştır veya bilerek yapmamıştır

Şu anda kamuda görev yapan memurlar yüzü görünecek şekilde saçlarını kapayarak kamu da çalışabiliyorlar.

Bu durum şimdilik hiç bir sorun da yaratmıyor.

Kim ne derse desin, kamu görevi yapan kadın memurlar için kamu kurum ve kuruluşlarında her türlü kılık kıyafet serbesttir diye bir madde koyarak çalışma düzeni sağlamamız mümkün değildir.

Bundan dolayı kamu görevlilerinin kılık kıyafetinde mutlaka bir tarif gerekecektir.

Bu yapılamazsa çalışma barışını sağlamak mümkün değildir.

Malum önümüzde seçim var, başörtüsü üzerinde siyaset üreten ve kolayca iktidar olan siyasal İslamın temsilcileri, yazarı, çizeri televizyonlarda geçmişte mağdur olan genç kızları şimdinin orta yaşlı annelerini konuşturuyorlar ve karşılarında göz yaşları döküyorlar.

Çünkü onlar mağdur oldukça,siyasal İslamcılar zengin oluyorlar,servetleri büyüyor,altlarına jipler geliyor, villa köşk sahibi oluyorlar.

Mağdur başörtüsüdür, başörtülü samimi dindarlardır.

Bunun üzerinden mağrur ve karun olan ise siyasal İslamcılardır.

Otuz yıldır bıktık usandık bu mağduriyetten,biran önce yasayı yapın kamuda kadınlar nasıl çalışılacak, kadın memurlar nasıl giyinecek belirleyin, bitirin bu işi.

Sömürülen başörtülü kadınların, genç kızların mağduriyeti,göz yaşları bitsin.

Peki AKP iktidarı kamuda ve üniversitelerdeki kılık kıyafet yasasını yapar mı?

Elbette hayır yapmaz,yapamaz.

On bir yıldır yapmadığına göre...

Hiç kimse altın yumurtlayan tavuğu kesmez.

Mağduriyete ve istismara devam.