Nihayet yüz yıllık hayal gerçekleşiyor diye sevinenler var ve bende bu sevinenlerin arasındayım.İslamı kullanarak diktatörlük yapanlar orta doğuda bir bir yıkılıyor.
Bu durum bizim gibi islam ülkelerinin ne kadar şanslı olduğunuda gösteriyor. Yani bizim 1896 yılnda birinci meşrutiyetle başlayan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulan cumhuriyetle sonuçlanan süreç onlarda yeni başlıyor.
Yani islam arap ülkeleri bizi yüz yıl geriden takip ediyor.Bir ülkede paranın olması, ekonominin iyi olması, gökdelenlerin yapılıyor olması, o ülkenin ileri gittiğ anlamına gelmiyor.
Dünyada ileri gitmenin en temel değeri demokrasi,insan hakları, kadın hakları, özgür seçimler, ifade özgürlüğü, laiklik, basın özgürlüğü, sendikal hakların oluşması gibi kriterlerdir.
Bu değerlerin hemen hemen tamamı islama dayalı olduğunu iddia eden arap diktatörlerinin ülkelerinde bulunmuyor.
Esas sorunda burada başlayacaktır. Şu anda bu ülkelerde her vatandaş bir tek hedef için mücadele ediyor. ''Diktatörler yıkılsın sonrasına bakarız'' yaklaşımı çok egemen.
Oysa daha sonra bu ülkelerde kendi içlerindede ayrışmalar ve çatışmalar sürecektir.Bu da bir kaç yılda bitecek bir konu değildir.
Türkiyede Atatürk'ün temellerini sağlam attığı cumhuriyeti onların örnek alabilmeleri için mutlaka bu hareketlerin öncü gücü olan lider çıkarmaları gerekiyor.
Bu ülkelerde Atatürk gibi bir liderin çıkmayacağını herkes biliyor. Bu olmadığı takdirde en kolay yol, islam hukukuna dayalı şeriat rejimlerinin egemen olacağı düzenler kurulacaktır.
Bu da yeni bir monarşik yapı demektir ki, bu durumda otuz yıl daha demokrasiden uzak yaşayacakları anlamına gelecektir.
Bunun en güzel örneği İran. Şeriat devletine karşı hamleler otuz yıl sonra filiz verebildi. Oda her hamle yaptığında kolayca kırılıyor.
Arap ülkelerinde ki halk ayaklanmalarının en kanlısı Libya'da devam ediyor. Libya lideri faşist baskıcı ve acımasız yüzünü gösterdi ve muhalifleri tek tek öldürtüyor.
Bunu yaparken de ''ev ev dolaşacağız ve tek tek bize karşı çıkanları öldüreceğiz'' diyerek acımasız yüzünü korkusuzca sergiliyebiliyor.
Bütün bunlardan sonra,ülkemizin Atatürk devrimleriyle birlikte gelişen süreci yaşamış olmasından gururla bahseden yöneticiler görmek istiyoruz.
Sayın başbakanın en başta bunu dillendireceği günü dört gözle bekliyoruz. Bu gün Atatürk gibi bir liderin bu topraklardan çıkmış olmasından dolayı bir kez daha gurur ve onur duyduğumu belirtmek istiyorum.
En büyük temennim ve dileğim ülkeyi yöneten insanlarında Atatürk gibi bir liderin başlattığı bu sürece layık olan yönetim anlayışını devam ettirmeleridir.
Gene en büyük dileğim Arap ülkelerinde demokrasinin ve laikliğin egemen olduğu insan hak ve özgürlüklerinin,basın özgürlüğünün olduğu çağdaş modern bir yapının biran önce kurulmasıdır.
Bu konuda umutlu olmadığımı da belirtmek istiyorum.Bu ülkelerdeki kan ve göz yaşı yeni başlamıştır ve uzun yıllar devam edecektir.
Bu coğrafyada kan ve göz yaşının devamından çıkar sağlayan emperyalist ülkeler olduğu sürece kısa dönemde huzur oluşmayacaktır. Gerçek demokrasinin olduğu ülkelerde o ülkenin değerlerini pazarlamak kolay olmayacağı için bu ülkelere demokrasi kısa sürede gelmeyecektir. Saygılarımı sunuyorum. [email protected]