4 kasım günü CHP genel merkezinde olayları yakından izleme ve gözleme şansını buldum. 4 kasımda CHP de yaşanan parti içi hamle için herkes bir yorum yaptı.Oysa bu olayın meydana geleceği çok önceden belliydi.

Gürsel Tekin'in Önder Sav tarafından istenmeyen adam ilan edilmesi mayıs kurultayındaydı.Orada Gürsel Tekin,Sav'ın güçlü hamlesine karşı hamle yaptı ve başarısız oldu.Sayın Kemal Kılçdaroğlu ile Gürsel Tekin'in gönül birliği ise devam ediyordu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylığı sırasında Gürsel Tekin ile olan dostluk ise devam ediyordu..Mayıs kurultayında Gürsel Tekin'in yaptığı hamleyi ve MYK ya alınmayışı tamamen Önder Sav kaynaklı hamleler olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.

İşte kavganın başlangıcı burasıydı.Bu durum içten içede devam ediyordu.Bu durum örgütlerede yansıyordu.Zaman zaman gerilimler tabana kadar geliyordu.Bu durumdan genel başkan da rahatsızdı.

Buna bir son vermek için yaklaşık iki ay önce ilk hamlesini yaptı ve Gürsel Tekin'in genel başkan yardımcısı olacağını ilan etti.Dediğinide yaptı Gürsel Tekin'i MYK üyeliğinede getirdi.Böylece bu hamleyle Önder Sav ile olan ilişkiler tamamen koptu.

5 kasım günü Önder Sav'ın ''Gürsel Tekin benim iç dünyamda tartışabileceğim birisi değildir'' mealinde sözler söylemesi de olayın derinliğini anlatmaya yetiyor sanıyorum.

Bu olayın üstüne resepsiyon krizi denilen ve Muharrem İnce'nin yaptığı hamlede Önder Sav uzantılı olarak Kılıçdaroğlu'nu güç duruma düşüren bir hamle olunca düğmeye basıldı ve operasyon başlatıldı.

Tüzüğün gerereğini yerine getirmek ise bu olay için büyük bir fırsat oldu.CHP içindede bu durumdan rahatsız olduğunu belirten il başkanları ve örgüt görevi yapan kimseler olduğunu da görüyorum.53 yıllık partili bir kenara itilirmi?,dün partiye gelenler genel sekreter olurmu?şeklinde parti kültürüyle hiç ilgisi olmayan yaklaşımlar görüyoruz.

CHP askeri birlik değilki yeni gelen onbaşı,53 yıllık partilide general rütbesiyle parti görevi yapsın.Elbette emeğe ve insana saygı.Partide bunu en çok hakeden insanda Önder Sav olmalıdır.

Bunu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun en iyi şekilde yapacağından hiç şüphem yok.Merhum genel başkan Bülent Ecevit'in ölüm yılı anma etkinliğinde bu kucaklaşma bir ölçüde olsa gerçekleşmiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu kinler ve kızgınlıklar üzerine kişiliğini inşa etmiş birisi olmadığı için parti içinde barış ortamı çok kısa sürede gerçekleşecektir.

CHP halkın iradesiyle yaşayan ve fırsat eşitliğiyle insanların politka yaptığı demokratik bir alandır.Bundan dolayı yeni gelende partide her görevi alabilir,eski partilide görev almayabilir.

Oysa bu hamle sayın Kılıçdaroğlu'nun yapması gereken bir hamleydi.Ya parti iki başlı şekilde gidecekti, yada bu operasyon yapılacaktı.Sayın Kılıçdaroğlu bu hamleyle genel merkezi ve partiyi istediği noktaya getirmiştir.

Buından sonra yapılacak iş, CHP halka yüzünü çevirmelidir.Sayın Kılıçdaroğlu'nun lider olma yolu açılmıştır.Bundan sonra herşey kendi iradesinde gelişecektir.Başarıda başarısızlıkta onun olacaktır.

Bir kişinin partide 53 yıl görev yapması onur duyulacak bir iştir ama 53 yıl iktidar yüzü görmeden görev yapanlarında kendilerini sorgulaması gerekmiyormu?Lütfen biraz öz eleştiri.

Parti soygun düzeninin bir parçasımı olacak yoksa sayın Ecevit'in tek cümleyle anlattığı ''ne ezilen ne ezen insanca hakça bir düzen''şiarına uygun politikalarmı üretecek?

Soygun düzenini kutsayan ve bunun için etik değerleri bir kenara bırakarak ''benim her şeyim hukuka uygun'' diyerek soygun olmalı yaklaşımına onay veren kadrolar,partiyi geçim kapısı ve zengin olmak için araç olarak kullanmaya devam edeceklermi?

Bunu anlatmak için yaşanmış bir olayı hatırlamakta fayda var.''1990 lı yıllarda bir üye belediyelerde yapılan suistimalleri dile getirmek için partinin etkili adamının karşısına çıkar.''Böyle giderse parti bitecek belediyelerde çok büyük yanlışlar yapılıyor''der.

 ''Lütfen buna dur demenizi rica ediyorum'' dediğinde yetkili; ''bana belge getirin,belge olmadan bir şey yapamam'' der.Üye arkadaşımız ise sizin bizden belge istemeniz şuna benziyor:''ben diyorumki kadının karnı burnunda sancıları başladı doğurdu doğuracak,siz ise hayır hamile falan değil kadın hala kız oğlan kız diyorsunuz'' diyerek odayı terk eder.(Bahse konu olan iki kişide yaşıyor,birsi, daha sonra genel başkan oldu,üye ise AKP 'de)

Hakikaten üye haklı çıkmıştır ve belediyedeki yanlış işler 1991 seçimlerinde SHP'nin bitmesine neden olmuştur.O kadrolar ise partinin içinde soygun düzeninin bir parçası olmaya devam etmiştir.

CHP doğru yola girmiştir.Bundan sonra sayın Kılıçdaroğlu partiyi halkla buluşturacak temiz dürüst ve namuslu kadrolarla yoluna devam edecektir.(geçmişte görev yapan herkes kirlidir demekte doğru değildir)

Çok güzel çiçeklerin olduğu bir bahçe kurarken bu güzelliklerin içinde elbette ayrık otlarıda olacaktır.Sayın Kılıçdaroğlu bu ayrık otlarını gördüğünde,bu bahçenin bir parçası dokunmayın demeyecektir.Hemen söküp atacaktır.

Buna herkes inanıyor.Sayın Kılıçdaroğlu yolunu açmıştır ve bundan sonra parti bütün enerjisini dışa çevirmek ve halkla buluşmak için çalışacaktır.

Bir gözlemimide paylaşmak istiyorum.Partinin içinde Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelen insanların partinin ihtişamla döşenmiş katlarında,'' ben emekteyim,ezlidim, garibanım diye bağıran surat ifadelerini gördüm.

Gerçekten bu böyle.Genel merkez çok güzel yapılmış tam bir saray yavrusu.İçine giren örgüt üyeleri ise yoksul ve perişan halk kesimlerinden geliyorlar. Genel merkezin ihtişamlı iç mimarisi içinde ben garibanım diye bağıryorlardı.

Son söz: Yahya Kemal Beyatlı nın dediği gibi ''Ankaranın neyini beğendin diye sorduklarında İstanbul'a dönüşünü'' demiş bana görede böyle.Ankara sevilecek yaşanacak bir şehir gibi durmuyor.saygılarımı sunuyorum.  [email protected]