Ecdat gemileri karadan yürütmüştü, almıştık İstanbul’u…

Eeee ne oldu şimdide gemileri denizden yürütmek yerine köprüler yapmanın derdine düştük. İstanbul bildiğin ada yahu. İstanbul Eminönü’ne, Karaköy’e, Kadıköy’e İzmit Darıca’dan başlayan, Sırasıyla Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Bostancıdan geçen kıyı şerit deniz otobüs hatları kurulsa, yakın ilçelere de paralel kara taşıma hatları kurulsa çok daha verimli bir kullanım şekli meydana çıkmış olur. Böylece elimizde ki doğal yapıyı en iyi şekilde kullanmış olur, üçüncü köprü için ilkokul deyimiyle doğayı sevip yeşili kormuş oluruz!

Bilmem bu neden yapılmıyor?

Ama bildiğim kadarıyla bu köprüler kullanılarak “deniz aşmaya” çalışılıyor! Yani maksat,  denizin iki yakası arasında bağlantı kurmak,  ulaşımı sağlamak. Elimizde hâlihazır iki köprü varken üçüncü alternatifi köprüde aramak bana ekmek varken pasta yemeye çalışmak gibi geliyor.

Böylece köprü yapılırken harcanan para kasada, geçmeye çalışırken kullanılan mazot köprü  parası vs cüzdanda kalmış olur, Deniz yoluyla elde edilen gelirde cabası. Deniz yoluyla sağlanan kolay ulaşım neticesinde trafik yoğunluğunun da önüne geçilmiş olur, üçüncü köprüyü gerektirecek trafik keşmekeşinin de önüne geçilir.

Amaç ulaşmaksa, ha havadan uçan halıyla ha karadan atlı arabalarla ne fark eder. Önemli olan maksadın hâsıl olması değimli? Her konuda tartışma duymaktan cidden sıkıldım, kendimi “öyle bir geçer zamanki dizisinin küçük Osman’ı” gibi hissetmeye başladım!

Büyükşehir belediyesi bir an önce deniz ulaşımına ağırlık vermeli, ülkemizin makûs talihi olan doğal ve tabii kaynakları kullanamama alışkanlığımızı yenmelidir. Yapılan metro ve metrobüs çalışmalarını da buna katarsak iddia ediyorum mevcut iki köprüden geçirmek için adam aramaya başlarız…

Kısacası o kadar büyük bir alternatife sahipken kulağı dolama yoluyla tutmaya çalışmak çok mantıksız geliyor bana, ısrar ediyorum deniz yolu bütün meseleyi kökünden çözer, bakın yine ısrar ediyorum  hatta yemin ediyorum ne trafik kalır ne de keşmekeşi…