Kucağımıza nur topu gibi bölünmüş parçalanmış bir işçi sınıfı çıkıverdi.

Bu güne kadar yapılan bütün kutlamalar sendikaların ortak iradesiyle ve tek bir alanda yapılırken, bu 1 mayısta kendini solda gören DİSK, KESK,TABİP ODALARI ve kendini sağcı İslamcı gören TÜRK-İŞ,HAK-İŞ,MEMUR-SEN gibi işçi ve memur sendikaları ayrı alanlarda kutladı.

Esas sorunda iki yıl önce TÜRK-İŞ başkanı Mustafa Kumlu'nun Taksimden kovulmasıyla başladı.

Yıllardır sendikal hak, hukuk, özgürlük kavramları, sol ve Marksist düşüncenin egemenliği altında iken, bu gün İslamcı ve sağcı sendikaların bu alanı kapladıklarını görüyoruz.

Bu da yetmedi,''Müslüman- antikapitalist gençlik'' adında bir hareket 1 mayıs alanına ''Allah-ekmek-özgürlük'' sloganıyla girmiş oldu.

Genel duruma baktığımızda sol grupların dağınık bir şekilde alana gelişleri eskisi gibi devam ediyor.

Tıpkı 1980 yılı öncesinde olduğu gibi 49 parçaya veya fraksiyona bölündükleri gibi.

Adını yeni duyduğumuz Marksist grupların da afişleriyle alanda yer aldıklarını gördük.

Sendikal hareketin içinde her zaman aktif bir yapısı ve yeri olan DİSK ise bütün alanlarda gerilemeye devam ediyor.

DİSK bir ay önce genel kurul yaptı hiç kimsenin haberi bile olmadı.

Bu gün DİSK genel başkanının adını üye işçilerin bile bildiğini sanmıyorum.(Erol Ekici)

Bu duruma baktığımızda sağcı ve dinci veya İslamcı sendikaların üyeleri çığ gibi büyürken, DİSK gibi sol sendikaların üyeleri azalıyor.

Bunun en güzel örneği MEMUR-SEN.

Üye sayısı 2003 yılında 98 000 iken bu gün 520 000'e ulaşmıştır.

Sendikanın İslamcısı sağcısı olur mu? diyen ve bu duruma burun kıvıran ve bunlara ''sarı sendika'' diyen Marksist arkadaşlara duyurulur.

Yani artık bu ülkede Marksizm halkın ve işçinin gözünde prim yapmıyor,itibar görmüyor.

Çok değerli CHP li arkadaşlarıma da buradan şu soruyu sormak isterim.

CHP sosyalist enternasyonelin üyesi olmakla doğru mu yapmıştır yanlış mı bunu da düşünmelerini isterim.

Ecevit, siyasetin içinde olduğu sürece neden sosyalist enternasyonele üyelik için başvuru yapmamıştır? bunu da düşünmelerini isterim.

Ayrıca İstanbul da 200 000 üyesi olan CHP'nin kaç kişiyle 1 mayıs alanına girmiştir bunu da düşünmelerini isterim.

Yani neden CHP nin üyeleri 1 mayıs alanına gelmemiştir neden mesafelidir bunu da düşünmelerini kafa yormalarını isterim.

Bu gün gelinen noktada solun bu dağınık ve halktan kopuk yapısıyla eriyen sol sendikal hareketle bir kaç sene sonra 1 mayıs alanına ''Allah- ekmek- özgürlük'' diyenler ve HAK-İŞ ve MEMUR-SEN gibi sağcı İslamcı sendikalar hakim olacaktır.

Ayrışma ve mesafe koyma başlamıştır.

MEMUR-SEN başkanının Tandoğan meydanında yaptığı konuşmayı dinlerseniz ayrışmanın ne kadar derin olduğunu daha iyi anlarsınız.

Sağcı ve İslamcı denilen sendikaların yetkili olduğu sendika sayısı elliyi bulmuşken, DİSK'in yetki aldığı sendika sayısı 16 dır.

Her yıl bu sayı gerilemektedir.

Ayrıca sol sendikal hareketin en büyük problemi ise, sendikanın öncü gücünü kaybetmiş olmasıdır.

Sol sendikal hareketin lideri de yoktur.

1 mayıs alanında kim ne konuştu konuşulanların kitleler üzerinde bırakmış olduğu en küçük bir etkiyi de göremiyoruz artık.

Kemal Türkler ve onun gibi sendikal hareket önderleri yok artık.

Bu da sol sendikal hareketin bitirilme noktasına doğru sürüklendiği, bunun karşısında ise hükümet destekli İslamcı sağcı sendikaların her alanda hakimiyet kurmaya başladığı gerçeği önümüzde duruyor.

Eşitlik özgürlük ve hak aramanın sadece solcularda değil,İslamcı sağcı sendikalarında ''bu işi biz de yaparız'' söylemi emekçi kesimler tarafından kabul edilmiş görünüyor.

Bu gün bu durumu anlamak istemeyen Marksist gruplar ve dağınık sol hareketler uçuruma gittiklerini ve İran da olduğu gibi(TUDEH-İran komünist partisi) yok oluşlarının hemen başında olduklarını göremiyor olmalarını da ibretle izliyoruz.

Ayrıca bu yapının içinde toplumu kucaklaması gereken ve halkla iç içe olması gereken CHP'ninde bu 1 mayıs işçi bayramından yeni mesajlar çıkarması gerekecektir.

Sayın Kılıçdaroğlu sola yaslanalım derken hangi sol, bu solun sınırı nedir, emek sermaye çelişkisi içinde CHP nerede duracaktır?

Partinin bu sorulara biran önce cevap vermesi de gerekecektir.

Parti Marksist solun neresindedir?

Ulusal solcular, Kemalistler, Atatürkçüler Marksist solcularla nereye kadar yürüyebilecektir.

Maalesef İstanbul ilçe kongrelerinde bunların hiç biri gözetilmeden, ''kongrelerden kim çıkarsa kucaklarım'' mantığıyla hareket edilmiştir.

Bu gün ilçelerin bazılarında Marksist gruplar bazılarında ise ulusal solcular, demokratik solcular, Kemalistler yönetimlere hakimdir.

13 mayısta yapılacak il kongresinde ise, bu durumu bütün çıplaklığıyla göreceğiz.

1 mayıs işçinin ve emekçinin bayramından sonra aklımıza gelenleri paylaşmaya çalıştık.

Bundan sonra yapılacak 1 mayısta, emekçilerin bölünmeden parçalanmadan tek bir alanda bütünlük içinde kutlama yapmaları en büyük dileğimiz.