Son günlerde Türkiye gündemine içki yasağıyla ilgili tartışmalar düştü. AKP iktidarının belli alanlarda içki yasağı getirmesi, kafalarının arkasında ülke genelinde ve her alanda yasak düşüncesini hayata geçirme istekleri var mıdır şüphesinin doğmasına neden oldu.
Oysa son yıllarda içki ve şarapçılık alanlarında yabancı sermayenin yatırımları oldu.Bu sermayenin yatırım yapmasına da mevcut iktidar izinler verdi.Tekelin özelleştirilmesi sonucunda bir çok iş adamı yeni yatırımlar yaptı.
Bu kadar çok yatırımın sonunda içki içilen yerlere sınırlama getirmek, sermayesini bu alana yatıran yabancıların ürkmesine neden olacaktır.Bu durum sigara yasağı içinde geçerlidir.
Bu durum, o kadar karışık bir durum ki içki içmeyi veya sigara içmeyi özgürlük alanıdır diye savunayım derken, içkiyi savunmak gibi algılanmak istemeyen çekingen bir kesimde bulunmaktadır.

Her gün içki içmek aklı başında bir insanın savunduğu bir durum olamaz.Eğer AKP nin kafasının arkasında Türkiye genelinde içki yasağı getirmek ise,bunun en kestirme yolu içki üreten fabrikaları kapatmaktır.

Bunun anlamı da milyonlarca insanın turizmden başlayarak işsiz kalması demektir.Bu durumu onlarda bildiğine göre seçime yatırım için yapılan yeni bir uyanıklık diyebilir miyiz?
Muhafazakar topluma ve dindarlara seçim için selam vermekten öteye bir durum olamaz.Akp nin karşısında ''içki yasağına karşıyım'' diye çıkmanın da onun siyasi amacına hizmet olduğu kanaatindeyim.

Ayrıca bazı kesimlerde bir kadeh şarap içmeye hoşgörü göstermenin bile,eşinin veya kızının bir kez zina yapmasıyla eş gören açıklamalar yapmasına da şahit olabiliyoruz.

Bu işin yasaklarla ve ulvi korkularla çözülemeyeceğinin en güzel örneği İrandır.İran da sosyal yaşamın içinde içki yasaktır ve cezası da ağırdır.Bunun yanında İran evlerinde içki içilir ve çokta yaygındır.

Nereden biliyorum?Bir arkadaşım İran'a gidip geldiği için onun anlattıklarından biliyorum.İçki bizde bir lira ise orada on lira olduğu için düzeni elinde bulunduranlar içkiyi kendi bilgileri dahilinde kaçak olarak ülkeye girmesine ve büyük paralarla pazarlanmasına göz yumuyorlar.

Yıllardır bizim derin devletin yaptığı pis ve kirli işler gibi.Ayrıca 1930 lu yıllarda Amerika da uygulanan içki yasağının mafyayı nasıl büyüttüğünü ve devlet kadar güçlendiğini biliyoruz.

Bizim ülkemizde de belli illerde artık bir kadeh şarap içecek mekan kalmamıştır.Bu şehirlerde tüketilen içkinin de çok büyük boyutlarda olduğunu istatistik bilgiler söylemektedir.

Ayrıca bu şehirlerde dış mekanda içki içme talebi,baskı ve ekonomik kaygı nedeniyle bittiği için mekanlar kapanmak zorunda kalmıştır. İçki içmek isteyenler dışarıda değil evinde içmeye başlamıştır.

Tıpkı İran da olduğu gibi.İşin başka vahim boyutu ise uyuşturucu kullanımının son yıllarda patlamış olmasıdır.Batı ülkelerinde bir kadeh içki içmek sosyalleşmenin bir parçası görülür.

Bir kadeh içki içen insanın daha rahat ilişkiler kurduğu ve daha doğal davrandığı herkes tarafından kabul edilir.

Oysa bizim toplumumuzda birinin elinde bir kadeh şarap gören şartlı refleks altında yetişmiş olan insan, ona büyük tepkiler verirken,uyuşturucu veya antidepresan ilaçlar kullanarak sürekli çocuğunun uyuşuk gezmesine ve baygın gözlerle yaşamasına ses çıkarmaz.

Bu anlayış maalesef şartlı reflekstir.Yani bir kadeh şarap içmenin insan sağlığına hiç bir zararı olmadığını tıp adamları bile kabul ederken,uyuşturucu kullanmanın insanı insanlığından çıkardığını da kabul etmişlerdir.

(Kahramanmaraş ve Antep yöresinde ise ''ot atmak'' günü birlik işlerin içinde yapılır olmuştur.Maraş ta dükkanların camlarında''eyi ot bulunur''yazılarını okuyabilir ve uyuşmak için serbestçe ot alabilirsiniz.Bunun yanında bir şişe bira aldığınızda ise size dünyanın en kötü yaratığı muamelesi yapıldığını da görürsünüz.Gittim gördüm ve ''Kahramanmaraş izlenimleri'' adı altında yazmıştım)

Bizim toplumumuzda uyuşturucu ilaç kullanımının hangi boyutlarda olduğunu resmi kayıtlar söylemektedir.Lütfen çevrenizdeki insanlara bakınız.Uyuşturucu ilaç kullanımının ne kadar yaygın olduğuna şahit olacaksınız.

Benim çevremde arkadaşlarımın bir çoğu ara sıra içki içerler bende onlara uyarım.Yani sosyal içicilik anlamında içkiyle ilişkiler yıllardır sürer gider.Ayda yılda bir kez içki içmenin, bunun sağlıklarına bütçelerine ve topluma zarar vermeyecek şekilde devam ettiğini görürüm.

Üstelik bilime kulak veren doktorlarda,ara sıra içilen bir kadeh kırmızı şarabın insan sağlığına faydaları olduğunu söylemektedir.

Bu işi bilimsel alandan çıkarıp inanç boyutunda ele alanlar,bir kadeh içki içeni bile aşağılık insanlar gibi görürken,hap kullanan ve her gün baygın baygın yanlarında dolanan insanları da görmezden gelmeleri anlaşılır bir durum değildir.

 Her insan kendinden sorumludur.Bir şeyi yasaklıyorum derken insan özgürlüğünü kısıtlayan davranışlardan uzak durulmalıdır.

Faşizm ve baskıcı yönetimler çok masum görünen yasaklarla başlar ve toplumu esir alır.Kaygı bundandır.

Ben AKP nin içki yasağını bütün ülkede egemen kılma inancı içinde olduğuna inanmadığımı en başta belirttim.Seçim geliyor içki üzerinden seçmen devşirmenin uyanıklığı içine girmişlerdir.Geçmiş yıllarda türban üzerinden yaptılar şimdide içki üzerinden yapıyorlar.

AKP nin karşısında duran güçlerin bu oyunu görmeleri ve bu oyunun bir parçası olmak yerine bu oyunu bozacak politikalar geliştirmesi gerekiyor. Saygılarımı sunuyorum.[email protected]